Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi ?

Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
İnsanlar ilkel ya da modern yollarla birbirleriyle çeşitli şekillerde iletişim kurabilir; ancak en iyi iletişim şekli şüphesiz ki birebir konuşmaktır. Dile dökülen kelimelerin mimiklerle, vücut diliyle ve ses tonuyla kombinasyonu etkin bir iletişimde oldukça önemlidir. Herkes “konuşmak” denilen eylemi yapar ancak konuşabilmek” bir marifettir. Bu kombinasyon uyum sağladığı takdirde gerek sosyal çevrede gerekse aile ortamında iletişimden maksimum ölçüde verim alınabilir.
Çocuklarla nasıl iletişim kurulacağı konusu biraz karmaşıktır; çünkü sözcüklerin çocuklar üzerindeki etkisi çocuğun mizacına göre değişecektir. Ancak “nasıl iletişim kurulmayacağı” konusu üzerinde rahatlıkla durulabilir. Çünkü olumsuzluğu evrensel olarak kabul edilen davranışların her mizaca az ya da çok olumsuz etkisi olacaktır.

Etiketleyici Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Etiketleyici Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Etiketleyici Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Etiketlemek “damgalamak” anlamına gelir. “Sen busun” mesajı veren kabataslak ve çoğunlukla gerçekliği olmayan bir sınıflandırma çeşididir.
“Sen yaramazsın.”
“Sen tembel bir çocuksun.”
“Çok çapkınsın”
Bu tür etiketlemeler sadece çocuğun kendisini değil, çevredeki insanların düşüncesini de etkiler. Özellikle diğer çocuklar ve o çocukların ebeveynleri bu etiketler neticesinde dışlama, uzak tutma eğilimi gösterir. Bu da etiketlenen çocuğun dışlanmasına ve “istenmeyen kişi” olmasına sebep olur.
Etiketlemeler her zaman ciddiyetle yapılmaz. Çoğu defa laf olsun, şaka olsun diye söylenir; ancak çocuklarda şaka anlayışı gelişmiş değildir. Bir çocuk bu tip cümlelere sıkça maruz kaldığında bunun gerçek olduğunu düşünür. Düşündüğü şeye inanır ve inandığı gibi de yaşamaya başlar.

Eleştirel Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Eleştirel Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Eleştirel Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Eleştiri; bir insanı ya da durumu iyi ve kötü yönleriyle ayrıntılı bir şekilde ele almak, irdelemek anlamına gelir. Toplumda genellikle olumsuz anlamıyla kullanılır. Çocuklar hem aile, hem akraba hem de okul ortamında eleştiri furyasından fazlasıyla nasibini alır. Bu sürecin ilk aşamaları aile ortamında başlar ve toplumda devam eder. Özellikle ailelerin başkalarının yanında çocuğunu sıkça eleştirmesi, çocuklarda daha büyük sorunların doğmasına sebep olur.
“Adam olmayacak bu çocuk, varsa yoksa oyun.”
“Bir kulağından girip diğerinden çıkıyor, hiç söz dinlemiyor.”
Dert yanmak ya da konu açmak adına yapılan ve basit bir durum gibi görünen bu ufak tefek cümleler çocuğu hem kendi gözünde hem de başkalarının gözünde küçük düşürmekten ve utandırmaktan başka bir işe yaramaz. Ebeveynler kendi çocuklarını etrafa olumsuz yansıttıkları sürece çevredekilerin o çocuğun olumlu yönlerini görmelerini beklememelidir.

Yargılayıcı Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Yargılayıcı Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Yargılayıcı Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Bir çocuk çok inatçı, öfkeli, hareketli veya çok içe kapanıksa, ebeveynler o çocuğu yargılamadan önce bir kez daha düşünmelidir. Bütün bu durumlar hayatın koşuşturmacası içerisinde ebeveynlerin çocuklarını manevi yönden beslemeyi ihmal ediyor olduğunun işareti olabilir. Anne ve baba çocukları için pek çok şey yapar. Tüm gün çalışır, onlarca insanın kahrını çeker, sabreder, ailesini dış etkenlerden korumaya çalışır ve bilhassa çocuklarının geleceği için birikim yapar. Bu çok normal bir tablodur ve olması gerekir. Ancak bütün gün yorulmuş ve canı burnuna gelmiş ebeveynler çocuklarının sevgi, ilgi, oyun isteklerine çoğunlukla karşılık veremez. Devamlı reddedilen çocuk ise anne ve babasının ilgisini çekebilmek için son derece agresif davranışlar sergiler. Israrlar sürdüğünde de ebeveynler çocuğunu anlayışsızlığı konusunda yargılamaya başlar.
Çocukların asla anlam veremeyeceği bu yargılayıcı söz dizilerini ebeveynlerin devamlı kullanması; şikâyet edilen bu davranışların daha da alevlenmesine sebep olur. Çocuklar karnı acıktığında nasıl ki bunu sözcüklerle ya da ağlamalarla ifade ediyorsa; sevgi ve ilgi açlığına da dikkatleri çekebilmek için öfke ve inat nöbetlerini her gün bir kademe daha arttırır. Bu da aile içerisindeki huzurun bozulmasına sebep olur.
Daha iyi bir konfor, daha iyi bir gelecek sağlamak adına çocuklarını manevi yönden beslemeyi ihmal eden aileler bilmelidir ki; maddi yönden yeterlilik kazanmanın manevi yetersizliğin üzerini örtebilmesi mümkün değildir. Maneviyatı beslenmiş bir çocuk öz güvenli, ahlaklı ve kendi ayakları üzerinde durabilme potansiyelinde olan bir çocuktur. Böyle bir çocuğun fazladan bir maddi imkâna ihtiyacı olmayacaktır. Bu yüzden ebeveynler daha fazla mülk alabilmek adına kendisini hem fiziksel hem de psikolojik yönden yıpratıp çocuklarıyla ilgilenemeyecek hale gelmemelidir. Bu denge doğru kurulmalıdır.

Kaygılı Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Kaygılı Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Kaygılı Sözcüklerin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
“Aman dur bir yerini kıracaksın şimdi!”
“Oralar hep mikropludur, hasta olursun yaklaşma!”
Pek çok anne bu cümleleri en az bir kere kullanmıştır ve bu çok normaldir. Hiçbir anne çocuğunun bile bile tehlikeye yürümesine göz yumamaz ve can havli ile atılarak bu sözleri söyler; ancak çocuğunun neredeyse her bir hareketinde bu tepkileri veren son derece kaygılı anneler de vardır. Elinden gelse bir cam fanusun içerisine çocuklarını hapsedip pamuklara sarar. Bu tür kaygılı sözler ve bağırmalı çağırmalı panik atılımlar zamanla çocukların her yeni deneyimde ciddi endişeler duymasına ve çekinceli davranmasına sebep olacaktır. Bu da pek çok iyi fırsatın kaçması demektir.
Anne ve babanın çocuklarına olan güveni, çocukların kendilerine olan güveninin derecesini belirler. Bu yüzden anne ve baba her ihtimale karşı çocuklarını gerektiği ölçüde gözlemeli ama mümkün olduğunca bunu çocuklarına hissettirmemelidir.

Yazıyı Puanla

SağlıklıHayat.Net
User Rating: 5 ( 11 votes)

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu