Sedef hastalığı çeşitleri
Sedef hastalığı çeşitleri
Sedef hastalığı ortaya çıkan belirtilerine göre farklı isimlerde kategorize edilmektedir. Bu hastalık hangi çeşitte olursa olsun kesinlikle bulaşıcılık özelliği taşımazlar. Bir kişide sedef hastalığı oluştuğunda genellikle vücutta tek bir sedef çeşidi etkin olur.
Plak tipi sedef : Toplumun çoğunda bu sedef çeşidi görülür. Kırmızı lezyonlardır. İltihaplı, kabarık ve beyaz sedefli pullarla dolu olan bu lezyonlar çoğunlukla diz, dirsek, bel ve kafa derisi bölgelerinde görülür.
Püstüler tip sedef : Ellerde ve ayaklarda sıklıkla rastlanan bir türdür. Çoğunlukla yetişkinlerde bu duruma rastlanır. Kimyasal maddelerin bunda tetikleyici olduğu bilinir. Elde ve ayaklarda beyaz baloncuk şekillerinde ortaya çıkar. Bu baloncukların içi iltihaplı olmayan sıvıyla doludur. Kızarık deri ile çevrelenmiştir.
Gutat tip sedef : İnce yapılı lezyonlardır. Deri üzerinde ayrı ayrı lekeler şeklinde görülür. Bu lekeler kırmızı renktedir ve küçüktür. Yaygın olarak genç yetişkinleri ve çocukları etkisi altına alır. Kol bacak ve göğüs bölgesinde sıklıkla görülür.
İnverse tip sedef : Deri kıvrımlarında, sürtünmeye müsait yerlerde görülen sedef türüdür. Bu sedef türleri genellikle düzgün yüzeyli ve parlak kırmızı renkte olur. Bacak arası, kalçalardaki deri kıvrımları, cinsel organlar, koltuk altları, meme altları, kasık bölgeleri bu sedef tipinin etkilediği bölgelerdir.
Eritrodermik tip sedef : Nadir görünen ve ölümcül sonuçları olabilen bir sedef tipidir. Bu sedef tipi vücutta geniş bir alan kaplar ve işin en tehlikeli kısmı da bu sedefin iltihaplı bir sedef olmasıdır. Dönemsel olarak ortaya çıkar. Kızarık deri lezyonları kaşıntılıdır. Döküntülü pullanma ise vücutta yaygındır. Bu türde hem tıbbi hem de alternatif tedavi büyük önem taşır.
Sedef hastalığı nasıl teşhis edilir?
Sedef hastalığı genellikle tecrübeli doktorlar tarafından gözle muayene yapılarak teşhis edilen bir hastalıktır. Çoğu kez bu teşhis doğru olur ve gerekli tedavi uygulanır. Ancak özellikle kafa derisindeki sedef hastalığının “yağlı egzama” da denilen “saboreik dermatit” ile karıştırıldığı olur. Bu tür karmaşık durumlarda en doğru yol, doku üzerinden biyopsi (parça) alınarak laboratuarda incelemeye gönderilmesidir. Diğer deri hastalıkları da bu tip belirtiler verebileceğinden şüpheli durumlarda bu işlem uygulanır. Bu şekilde lezyonun alerjik bir durum mu, bir deri kanseri başlangıcı mı, sedef hastalığı mı, enfeksiyon mu yoksa egzama mı olup olmadığı net bir şekilde anlaşılmış olur.
Tedaviye cevap vermeyen ve hatta daha da derinleşen sedef yakınmaları da cilt kanseri ya da cilt lenfoması gibi önemli cilt hastalıklarının habercisi olabilir. Bu durumda “Mikozis fungoides” adı verilen ayırıcı “biyopsi/lezyonlu dokudan parça alma” yönteminden yararlanılır. (bknz : cilt kanseri nedir)