Özellikle son zamanlarda mercek altına alınmaya başlanan pedofili vakalarından sonra ebeveynler çocukları için çok daha fazla endişe duymamaya başlamıştır. Bunun önüne nasıl geçileceği, çocukta mahremiyet duygusunun nasıl oluşturulacağı, bu bağlamda hangi adımların atılması gerektiği konusunda şu günlerde pek çok uzman pedagog bilinçlendirme çalışması yapmaktadır. Bununla birlikte gerek aile içinde gerekse dışarıda pek çok çocuk istismarı gerçekleşmeye devam etmektedir.
Yasalar yolu ile çocuk istismarının önüne geçilmeye çalışılsa da çoğu defa pedofillerin yasaları hesaba katarak hareket etmedikleri aşikâr. Bundan dolayı çocukların hem mahremiyet eğitimi hem de cinsel yönden nasıl eğitilmesi gerektiği, çocukları için endişe duyan anne ve babaların ortak kaygısı olmuştur.
Ebeveynler her zaman çocuklarını koruyup kollamakla ve onları en doğru şekilde eğitmekle yükümlüdür. Özellikle ebeveynlerin kontrol sağlamasının mümkün olmadığı zamanlarda verilen bu eğitimler son derece yardımcı olacaktır. (Kreş ortamı, okul saatleri, arkadaşların evi gibi) Çocukların sorumluluk duygusuna erişebilmeleri ve kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için bazı durumlarda anne ve babalarından bağımsız hareket ediyor olduklarını hissetmeleri gerekir. Yani ebeveynler olarak onların her anlarında yanında olabilmek hem mümkün değildir hem de doğru değildir.
Ancak çocuğa hissettirmeden yakın takipte tutabilmek veya mahremiyet eğitimi vererek çocuğun kendi kişisel alanını mümkün olduğunca korumasını sağlayabilmek; zaman kazanma ve hemen müdahale edebilme açısından büyük önemler taşır.
Mahremiyet Eğitimi Nedir ?
Mahremiyet Eğitimi Nedir
Bir bireyin doğduğu andan itibaren karşılaştığı duygu durumlarını en doğru şekilde yönetebilmesini sağlayan eğitime mahremiyet eğitimi denir. Çocuklar ilk etapta “ayrılık” kaygısı ile tanışır ve uzun bir süre bununla baş etmek zorunda kalır. Yeni doğan muhtaç bir bebeğin en büyük korkusu annesinden ayrılmaktır. Bunu sevilen eşyalardan ve alışılan ortamlardan ayrılma korkuları izler. Küçük çocukların bu duyguyu tek başlarına yönetebilmeleri imkânsızdır. Ebeveynlerin bu süreçte çocuklarının duygularını doğru bir şekilde yönetebilmelerine yardımcı olmaları gerekir. Bu da “güven duygusu” ile sağlanır.
Anne çocuğundan bir sebeple uzaklaşmak zorunda kaldığında (tuvalete gitmek, markete ya da işe gitmek gibi sebeplerle) çocuğuna geri döneceğine dair güven verici tavırlar ve sözler sergilemelidir. Annesine güvenen bir çocuk ayrılık duygusuna tolerans gösterebilir ve bu duygunun şiddeti azalabilir.
Ebeveynlerin güven verici sözleri, davranışları ile uyumlu olmalıdır. Yani “birazdan yanına geleceğim” dediği zaman gelmeli, verdiği sözleri mümkün olduğunca tutmalıdır. “Çocuktur nasılsa, anlamaz.” diyerek ötelemek asla doğru olmayacaktır. Bir yetişkin ihanete uğradığında nasıl acı çekiyorsa bir çocuk da aynı acıyı çekecektir. Bu acının küçümsenmemesi gerekir.
Çocuk güven aldığında annesinin en sonunda yanına geleceğini bildiğinden dolayı korkacak bir şeyi kalmaz. Aksi takdirde güven duygusu zedelenebilir ve mahremiyet eğitiminin ilk aşaması başarısız olur. Ebeveyn ve çocuk arasında güven problemi oluştuğunda ileri dönemlerde verilecek olan eğitimler de sekteye uğrar.
Çocukluktan yetişkinliğe doğru giderken karşılaşılan son duygu “cinsellik duygusudur” ve bu duygunun doğru bir şekilde yönetilmesi hem çocuğun kendisi açısından hem de çevresindeki insanlar açısından hayati önem taşır.
Çocuklarda Cinsellik Duygusu Nasıl Yönetilir ?
Çocuklarda Cinsellik Duygusu Nasıl Yönetilir
Çocuklar ilk kez cinsel duygularla tanıştığında çoğu kez bu konuda bilgisiz olurlar. Tecrübe ise zaten yoktur. Önceleri cinsel duygular ile tanışmak çok zaman alırken şimdilerde internet ve TV gibi pek çok araç ile çocuklar cinsellik gerçeği ile erken yaşta karşı karşıya getirilmektedir. Bu da önlemlerin daha sıkı alınmasını ve en erken evrede mahremiyet eğitimi ve cinsel eğitim verilmesini gerektirir.
Cinsel duygunun yönetilmesi eğitimine cinsel eğitim denir. Cinsel eğitim mahremiyet eğitiminin alt dalıdır denilebilir. Birbirinden ayrı düşünmek imkânsızdır. Uygun bir usulle yapılan cinsel eğitim çocukta farkındalık oluşturur. Bilgilendirmenin nasıl yapılacağı konusunda uzman yardımı almakta ya da uzman pedagogların kitaplarını ve programlarını takip etmekte fayda vardır. Cinsel eğitim bir bilgilendirme eğitimidir. Cinsel gelişim döneminin sağlıklı bir şekilde atlatılmasında bu bilgilere ihtiyaç duyulur.
Mahremiyet eğitiminde de, edinilen bilgilerin ışığında duyguların kontrolü sağlanmaktadır. Mahremiyet eğitimi ile çocuk kendi sınırlarını çizmeyi, kişiliğini geliştirmeyi öğrenir. Böylelikle kişisel alanını korunaklı kılar.
Cinsellik duygusunun yönetilmesi için öncelikle çocuğun kendi cinsel kimliğinin farkına varması gerekir. Yani “ben bir kızım” ya da “ben bir erkeğim” diyebilmesi ve bu gerçekliği kabullenmesi; duygusal ve davranışsal yönelimlerinin de kendi biyolojik yapısına uygun olması gerekir. Doğru bilgileri uygun şekilde almak cinsel eğitimin ikinci aşamasıdır. Cinsel duyguların yönetilebilmesi için öncelikle cinselliğin iyi anlaşılması ve yaşanılan duyguların ne anlama geldiğinin iyi bilinmesi gerekir.
Mahremiyet eğitimi süresince çocuk kendi bedenine/mahremiyetine saygı duymayı öğreneceğinden dolayı başkalarının bedenlerine de en az kendi bedenine duyduğu kadar saygı duyacaktır. Böylelikle yavaş yavaş edinilmeye başlayan cinsel duygular, geliştirilen bu mahremiyet duygusu çerçevesinde yönetilebilmektedir.
Cinsellik İle İlgili Bilgiler Çocuklara Nasıl Aktarılır ?
Cinsellik İle İlgili Bilgiler Çocuklara Nasıl Aktarılır
Cinsellik ile ilgili sorular oldukça kritiktir. Nasıl cevap verildiği çocuğun cinsellik konusunda zihninde oluşacak olan doğru ya da yanlış yargıları belirler. Bu bilgileri çocuğun aileden alması şarttır. Bu yüzden ebeveynler bu sorulara en başından itibaren hazırlıklı olmalıdır. Öncelikle anne ya da baba cinsellik ile ilgili sorular ile karşılaştıklarında büyük tepkiler vermemelidir. “O nasıl soru, utanmıyor musun?” şeklindeki ayıplayıcı yaklaşımlar çok gereksizdir ve de yanlıştır.
Çocukların dünyasında ayıp ya da günah gibi kavramlar yoktur. Sadece soru işaretleri vardır. Aileler çocuklarına doğru olanları öğrettiklerinde, büyürken ve cinsel duygular edinirken ayıp ve günah kavramı zaten kendiliğinden oluşacaktır ve ilerde bu kavramlar çocukların çizgilerini belirleyecektir. Bu yüzden yargılardan kaçınılmalı ve çocuklara uygun bir şekilde, net bir dille, dallandırıp budaklandırmadan açıklama yapılmalı; yeni bilgiyi sindirmesine müsaade etmelidir. Sorulan soru ile alakası olmayan başka cevaplar eklenmemelidir. Çocukların yaygın olarak sorduğu cinsellik ile ilgili sorular şunlardır:
Seks yapmak ne demektir? (Bu sorunun cevabı çocuğun yaşına göre seçilmelidir. 4 yaş ve altındakilere şöyle cevap verilir: “Anne ve baba bir arada oldukları zaman birbirleri ile kucaklaşmak ve birbirlerine dokunmak, öpmek isterler. Dokunarak ve sarılarak yatarlar. Buna seks denir.” Eğer çocuk 6 yaşından büyükse bu konu hakkında biraz fikre sahiptir. Onlara şu şekilde cevap verilir: “Anne ve baba birbirlerini çok sevdikleri için birbirlerine dokunmak, kucaklaşmak isterler. Kimsenin olmadığı bir yerde beraber oldukları zaman babanın penisi annenin vajinasına girer. Buna seks denir.”)
Sevişmek ne demektir? (Cevap: Anne ve baba birbirlerini öperek, kucaklayarak ve sarılarak sevmek isterler. Bu şekilde sevmeye sevişmek denir.)
Ben de sevişebilir miyim? (Cevap: Senin yaşında olanlar sevişemezler. Bir gün büyüdüğünde ve bir kadını/erkeği sevdiğinde onunla öpüşebilirsin.)
Üreme ve Cinsiyet Farklarıyla Alakalı Bilgiler Çocuklara Nasıl Aktarılır ?
Üreme ve Cinsiyet Farklarıyla Alakalı Bilgiler Çocuklara Nasıl Aktarılır
Üreme İle İlgili Bilgiler: Üreme gerçeği hayatımızın önemli bir parçasıdır. Ancak çoğunlukla bu gerçeklik toplumumuzda “ayıp” olarak algılanır. Dolayısı ile ebeveynler bu gerçekliği çocuklarına anlatırken çekinir ve yanlış bilgilere başvurur. Bu ise çok tehlikelidir. Örneğin “Sizi leylekler getirdi.” açıklaması çok yaygın kullanılan yanlış bir açıklamadır. Ebeveynler eğer yalan söyleyeceklerse hiç söylememeyi tercih etmelidir. Ancak çocuklara bizzat doğru bilgileri vermemenin de ciddi riskleri vardır. İhtiyaç duyduğu bilgileri ailesinden alamayan bir çocuk bu bilgilere bir şekilde erişmek isteyecektir. O zaman da bu bilgileri hiç olmayacak yerlerden hiç de uygun olmayan şekillerde alma ihtimalleri vardır. Cinsel eğitimin ilk önce aile içinde mümkünse birebir verilmesi gerekir. Çocuğun ailesi onun mahremidir. Mahremiyet duygusunun gelişmesi için bu şarttır. Çocuğun bu bilgiler ışığında alacağı tavırların kontrol altına alınabilmesi ya da yönetilebilmesi ancak bu şekilde mümkün olabilir. Çocukların üreme ile ilgili sorduğu tipik sorular şunlardır:
Bebekler nasıl olur? (Anne ve baba bir arada yattıklarında ve sarıldıklarında onların tohumları birleşir; birleşen bu tohumlar annenin karnında belli bir süre büyür ve bebeğe dönüşür.)
Annelerin karnı neden şişer? (Annenin ve babanın tohumları annenin karnında büyür, büyüdükçe de annenin karnı şişer. Sonra doktora giderler ve annenin karnında büyüyen bebek çıkarılır.)
Bebek annenin karnından nasıl çıkar? (Bebekler annenin bacakları arasındaki bir delikten çıkarılır. Bebek küçük olduğundan dolayı delikten rahatça çıkabilir.)
Doğum yapmak ne demek? (Annenin karnında büyüyen bebeğin dışarı çıkartılmasına doğum yapmak denir. Annenin bacakları arasındaki delikten çıkartılır. Oradan çıkartılamazsa doktorlar annenin karın kısmında bir delik açarak bebeği o şekilde çıkartır.)
Bebek çıkarken annenin canı acır mı? (Annelerin canı biraz yanabilir; ancak bu kısa sürelidir. Bebek doğunca tüm bu acılar unutulur ve anneler çok mutlu olur.)
Cinsiyet Farkları İle İlgili Bilgiler: Cinsiyet farkındalığı cinsel kimlik oluşumunun ilk aşamasıdır. Genellikle ilk sorular cinsiyet farkları ile ilgili sorular olur. “Ben bir kızım” ya da “ben bir erkeğim” diyebilen çocuk cinsel kimliğini edinebilmiş demektir. Bu çocuklar aynı zamanda etraflarındaki insanların da kadın ya da erkek olduklarının farkına varırlar. Bu farkındalığa erişen çocuklar gözlemleri ışığında bir takım sorulara cevap bulmak isteyebilirler:
Annelerde neden meme var? (Cevap: Bebekler doğduklarında hemen beslenmeleri gerekir. Annenin memesinde ise bebeğini besleyebilmesi için süt olur. )
Kızlarda neden pipi yok? (Cevap: Çünkü kızların ve erkeklerin vücutları farklı yaratılmıştır. Kızlar ileride anne olabilmek için bu vücuda sahip olmalıdır.)
Erkekler neden ayakta çiş yapar? Kızlar neden yapamaz? (Erkeklerde penis/pipi olduğu için çişi tuvalete doğrultabilir ama kızlarda pipi yoktur. Bu yüzden oturarak çiş yapmak zorundadır.)
Bende neden tüy yok, büyüklerde neden tüy var? (Cevap: Vücudun büyüdükçe bazı hormonlar üretecek ve sende de tüyler oluşmaya başlayacak.)
Cinsel Eğitim Toplu Olarak Verilebilir mi?
Cinsel Eğitim Toplu Olarak Verilebilir mi
Cinsel eğitim hassas bir konudur. Cinsellikle ya da cinsel duygularla yüzleşmek her çocukta farklı etkilere sebep olur. Bir kısmı fazlasıyla tedirginlik duyarken, bir kısmı normal karşılayabilir. Ya da bu konulara hiç hazır olmayan, bunun üzerinde hiç düşünmemiş olan çocuklar da olabilir. Duygu durumunun zarar görmemesi için bu eğitimin bir sınıf ortamında yapılmaması gerekir. Aksi takdirde mahremiyet eğitimi ile bağdaşmayan bir adım atılmış olur ki bu da çocuğun utanma duygusunu tahribata uğratabilir ve psikolojisinde olumsuz etkiye sebep olabilir.
Bu açıdan cinsel eğitim mümkünse çocuklar ile ebeveynler arasında birebir olmalıdır. Ebeveynler bu bilgileri verirken çocuğun mizacını hesaba katmalı ve ona göre doğru adımı atmalıdır. Anlaşılır, uygun kesin ve net cümleler kullanılmalı, sözler gereksiz yere uzatılmamalıdır. Eğer uygun ise ebeveynler kendi tecrübelerinden yola çıkarak bu duyguların nasıl yönetilebileceğini çocuklarına aktarabilir.