Lupus Hastalığı Nedir ?
Lupus Hastalığı Nedir ?

En yaygın otoimmün (bağışıklık sistemi) rahatsızlıkları arasında yer alan Lupus, bağışıklık sisteminin vücudun kendi dokularını zararlı kabul ederek saldırması sonucu meydana gelir. SLE (Sistemik Lupus Eritematozus) Bazı Lupus hastaları ufak rahatsızlıklar yaşarken bazı hastalar ise şiddetli tutulumlarla baş etmek zorunda kalır. Günümüzde lupus tedavisi %100 iyileşme sağlayamamaktadır. Ancak büyük oranda rahatlama sağlayan tedavi yöntemleri de mevcuttur.
Hastalığın kadınlarda görülme oranı o kadar yüksektir ki, Lupus hastalığı‘na yakalanan 10 kişiden 9’u kadındır. Afrika ve Asya asıllıların diğer ülkelerdeki insanlara nazaran Lupus’a yakalanma ihtimali ise 2-3 kat daha fazladır. Hastalık genellikle 15 ila 44 yaş arasında etkisini gösterir, bazı vakalarda daha yaşlı kişilerde ortaya çıktığı da görülmüştür.
Lupus rahatsızlığına yol açan tek bir neden dahi bulunabilmiş değil. Araştırmalar bu hastalığın genetik, hormonal, çevresel ve bağışıklık sistemi kaynaklı faktörlerin kombinasyonu sonucu oluştuğunu gösteriyor. Çevresel etkenler arasında viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, duygusal stres ve güneş ışığına çok fazla maruz kalmak da yer alıyor. En azından bu etkenlerin Lupus’u tetikleyebileceği tahmin ediliyor.
Yüksek tansiyon hastalarının kullandığı hidralazin ve kalp ritmini düzenleyen prokainamid içeren ilaçlar da Lupus benzeri semptomlara yol açabilir. Keza hamilelik sonucu artan östrojen hormonu da Lupus’u tetikleyebilir.
Lupus Belirtileri Nelerdir ?

Lupus hastalığının iki çeşidi vardır:
- Diskoid Lupus Eritematozus (DLE)
- Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
DLE çoğunlukla güneş ışığına maruz kalan deriyi etkiler, ancak iç organlarda herhangi bir olumsuz etki oluşturmaz. Deride oluşan lezyonlar tedavi edildikten sonra da iz bırakabilir.
SLE ise Lupus’un çok daha tehlikeli olan çeşididir. Hem cildi, hem de iç organları etkileyen SLE burun köprüsü ve yanaklarda kelebek şeklinde kabarık pullu döküntülerin oluşmasına yol açar. Tedavi edilmezse ciltte yara izlerinin meydana gelmesine sebep olan hastalık, vücudun herhangi bir bölgesindeki deri parçasında da etkisini gösterebilir.
Sistemik Lupus’un görünür etkilerinin yanı sıra hastalık bağ dokularında iltihap ve hasar oluşumuna da yol açabilir. Kaslar ve eklemlerin yanı sıra akciğer, kalp, böbrek ve beyni çevreleyen zar tabakaya da zarar verebilir. SLE böbrek yetmezliğine de sebep olabilir. Depresyon, nöbet ve kalp krizi geçirme ihtimali de SLE hastalarını tehdit eder.
Kan damarları da SLE rahatsızlığından olumsuz etkilenir. Ciltte, özellikle parmaklarda yaralar oluşabilir. Bazı Lupus hastalarında kan damarlarının küçülüp kanın el ve ayaklara ulaşmasını engellemesi sonucu gelişen Raynaud sendromu da görülebilir. Bu hastaların elleri kan gitmediği için beyaz veya mavimsi bir renktedir. Bu sebeple Raynaud sendromuna yakalanan Lupus hastaları soğuk havalarda eldivensiz gezmemeli, ellerini sürekli sıcak tutmalıdır.
Lupus Hastalığı Ölümcül müdür ?
Dünyaca ünlü genç şarkıcı Selena Gomez, 2016 yılında anksiyete ve depresyon sonucu Lupus hastalığına yakalandığını belirterek çalışmalarına bir süre ara vereceğini duyurmuştu. Gomez’in bu açıklaması toplumda Lupus’a karşı bir hassasiyet ve farkındalığın oluşmasına yol açmasına katkı sağlamıştı.
Başlıkta yer alan soruya “Lupus bulaşıcı veya ölümcül bir hastalık değildir” şeklinde cevap verebilmek mümkün. Lakin hemen her hastalıkta olduğu gibi tedaviye başvurmamak, ölümcül sonuçlara yol açabilir.
Vücudun herhangi bir organına etki edebilen Lupus kişiyi öldürebilir, ancak hastaların yüzde 80-90’lık bir kısmı hayatlarına normal bir şekilde devam edebiliyorlar. İlaç tedavisi almayan ve yaşam tarzında Lupus’a uygun değişiklikler yapmayan hastaların hayatı tehdit altında olabilir. Çünkü Lupus kalp hastalıklarına, böbrek yetmezliğine ve çeşitli enfeksiyonlara yol açmasıyla biliniyor.
Lupus Nasıl Teşhis Edilir ?

Lupus belirtileri diğer birçok hastalıkla ortak olduğu için teşhisi zor bir hastalıktır. Ayrıca diğer çoğu hastalıkta olduğu gibi Lupus’u tek bir laboratuvar testiyle teşhis edebilmek de güçtür. Ancak hastadan alınan kan örneğinin yanı sıra yapılan antinükleer antikor testleriyle Lupus teşhisi konulabilir.
Lupus teşhisinde aşağıdaki kan testlerinden faydalanılır:
- Antinükleer Antikor (ANA)
ANA, hemen her Lupus hastasının kanında bulunan bir antikordur. Doktorlar tarafından yapılan testlerde bu antikorun gözlemlenmesi, Lupus teşhisini sağlar. - Antifosfolipid Antikor (APL)
APL’ler Lupus’a yakalanan hastaların yüzde 60’lık bir kısmında görülür. Bu sebeple test, daha çok teşhisin kesin olarak konulabilmesi için gerçekleştirilir. - Anti-Sm ve Anti-dsDNA
Hücre çeperinde bulunan Anti-Sm antikoru, hastaların yüzde 30’luk diliminde mevcuttur. Pozitif test sonucu, Lupus teşhisini teyit eder. Vücudun genetik kodunun saklandığı çift katmanlı DNA sarmallarına yönelen Anti-dsDNA proteini ise Lupus hastalarının yüzde 75-90’lık bir kesiminde görülür.
Yukarıda listelenen maddeler Lupus hastalarının kanında yer alır ve hastalık teşhisinde önemli rol üstlenir. Buna ek olarak Lupus, böbrekleri de etkilediği için hastadan alınan idrar örneğinden de teşhis yapılabilir. 24 saatlik zaman diliminde alınan idrar örneklerindeki proteinüri miktarı ölçülür. Keza idrardaki protein ve kreatinin düşüklüğü de böbreğin işlevini tam manasıyla yerine getiremediğini göstermesi açısından Lupus teşhisinde değerlendirmeye tabi tutulur.
Lupus Nasıl Tedavi Edilir ?

İnsanlar günümüzde Lupus ile hiçbir zaman olmadığı kadar uzun ve sağlıklı yaşayabiliyor. Her ne kadar şu aşamada Lupus’un kesin bir tedavisi bulunmuyor olsa da, yaşam tarzında yapılacak ufak değişiklikler ve önleyici tedaviler sayesinde semptomları baskılayabilmek mümkün.
Lupus SLE tedavisi hastalığın vücutta gösterdiği belirtilere ve sıklığına göre değişiklik gösterebilir. Doktor gözetiminde uygulanan tedavi:
- Hastalığın yol açtığı rahatsızlıkları hafifletir.
- İltihapları ortadan kaldırır.
- Yüksek ateşi önler, dindirir.
- Organların hasar görmesi engellenir.
Tedavi süreci genellikle cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulmadan, ilaçlarla yönetilir.
Ağrı kesici ilaçlar:
Lupus hastaları parmak, bilek ve diz bölgesinde ağrı ve şişkinlik çekebilir. Bazen hastaların ateşi de yükselebilir. Steroid içermeyen ağrı kesici ilaçlar (ibuprofen ve naproksen gibi) bu sorunları gidermek için hastaya reçete edilebilir.
Bu ilaçlar reçetesiz de temin edilebilir, ancak midede bulantıya yol açma durumunda yiyecekle veya sütle birlikte alınabilir. Ayrıca ağrı kesicileri yüksek dozda almanın kalp krizi riskini artırabileceğini de göz ardı etmemek gerekir.
Sıtma karşıtı ilaçlar:
Sıtma tedavisine karşı kullanılan bazı ilaçlar Lupus tedavisinde de işe yarayabiliyor. Ağız yaraları, kas ve eklem ağrılarının yanı sıra deri döküntülerini gidermek için sıtma ilaçları reçete edilebilir. Ayrıca bu ilaçlar Lupus hastalarını tehdit eden kan pıhtılaşması riskini de azaltır.
Antimalaryal olarak da adlandırılan sıtma karşıtı ilaçlar derinin güneş ışığında bulunan ultraviyole ışınlarından olumsuz etkilenmesini engeller. Yan etkisi ise mide bulantısıdır.
Kortikosteroidler:
Lupus bağışıklık sisteminin gereğinden fazla çalışmasına, bunun neticesinde de yanlışlıkla sağlıklı dokulara saldırmasına yol açar. Kortikosteroidler ise bağışıklık sistemini zayıflatıp Lupus’un yan etkilerini azaltma imkânı sunar. Ancak bu ilaçlar doktor tarafından yalnızca Lupus hastalığının kalp, ciğer, böbrek ve beyin gibi hayati önem taşıyan organların zarar görmesinin yanı sıra kan damarlarında tahribata yol açması durumlarında reçete edilir. Organların uzun vadede zarar görmesi bu yolla engellenir. Ancak kortikosteroidlerin ciddi yan etkileri vardır:
- Enfeksiyona yakalanma riskinin artması
- Kemiklerin kırılganlaşması ve zarar görmesi (Özellikle kalça bölgesinde)
- Kas zayıflığı
- Diyabet
- Katarakt
Öte yandan kortikosteroid alan hastalar hızla kilo alabilir ve duygu durumunda ani değişiklikler gözlemlenebilir.
Lupus Hastalığının Bitkisel Tedavisi ?
Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmadığı için uygulanabilecek bitkisel tedavi yöntemleriyle ancak Lupus’un yan etkileri kontrol altına alınabilir. Bunun için hastalara aşağıdaki gıdaları tüketmeleri tavsiye ediliyor:
- Avokado
- Fiber ve Omega 3S yönünden zengin fındık ve badem
- Hindistan cevizi ve zeytin yağı
- Organik süt ve balık
- Kavun, karpuz
- Bol bol bitkisel ve yeşil çay içmek
Alkalin içeren taze sebzeler sindirim sistemini güçlendirir ve eklemlerdeki iltihaplanmayı giderir. Organik ve işlem görmemiş yiyecekler de toksinlerin vücuttan atılmasına katkıda bulunur. Bol bol egzersiz yapmak, akşam saat 10’da uyumak ve istirahat etmek, stresi azaltacak faaliyetlere katılmak da hastalara tavsiye ediliyor.
Lupus Hastaları Yaşam Tarzında Ne Tür Değişiklikler Yapmalı ?

Sağlıklı bir hayat tarzı, Lupus’un yan etkilerini azaltmakta önemli rol üstlenir. Kalp krizi ve felç gibi risklerin yanı sıra böbrek yetmezliği rahatsızlığının oluşma ihtimali de kazanılacak bu alışkanlıklarla azaltılabilir:
- Sağlıklı ve dengeli beslenmek
- Kalbi ve kan damarlarını koruyabilmek için sigarayı bırakmak veya hiç başlamamak
- Lupus’un en yaygın belirtilerinden olan “yorgunluğu” giderebilmek için bol bol istirahat etmek
- Güneşli havada dışarı çıkarken güneş kremi kullanmak
- Enfeksiyonlara karşı pnömoni ve nezle aşısı olmak
- Kalp ve ruh sağlığı için egzersiz yapmak
Lupus Hastalığı için hangi bölüme başvurulmalıdır ?
Lupus, kas ve iskelet sistemini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Bu sebeple belirtilerini öğrendikten sonra Lupus hastalığına yakalandığını düşünen kişilerin, hastanelerin “Romatoloji” bölümlerinden randevu almaları gerekir. Tedavi süreci ve yaşam tarzında alınması gerekli önlemler hakkında doktordan yeterli bilgi alındıktan sonra ilaç tedavisiyle Lupus’un belirtilerini baskılayarak sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilmek mümkündür.