Lenf Kanseri (Lenfoma) Nedir? Lenfoma Belirtileri Nelerdir?
Lenf Kanseri (Lenfoma) Nedir? Lenfoma Belirtileri Nelerdir?

LENF KANSERİ (LENFOMA) NEDİR?
Lenf kanseri (lenfoma), vücutta enfeksiyonlarla savaşan ve bir tür beyaz kan hücresi olan lenfositlerin, lenf düğümlerinde anormal şekilde çoğalması ve büyümesi ile ortaya çıkan bir türüdür. Lenfoma lenf kanserinin tıbbi adıdır.
Lenf bezi kanserinin en sık görüldüğü yer lenf bezleri (lenf düğümleri) olmakla birlikte, dalak, timus bezi ve kemik iliğinde de görülebilir.
Lenfoma kanseri olanlarda, beyaz kan hücreleri olan anormal bir şekilde çoğalmıştır. Bu çoğalan ve büyüyen lenfositler, vücudun hemen hemen her yerinde görülebilse de, daha çok koltuk altı, boyun veya kasık bölgesinde yer alan lenf düğümlerinde toplanırlar.
Lenfoma kan kanserlerinin yüzde 50’sini oluşturmakla birlikte, hodgkin lenfoma ve non-hodgkin lenfoma adında ikl türü bulunur. Non Hodgkin Lenfoma’nın diğer türe göre görülme oranı yaklaşık 8 kat fazladır.
Bunların hepsinin klinik seyirleri, tedaviye cevapları, tedavilerinde kullanılan ilaçlar birbirinden farklıdır. Bu nedenle lenfoma teşhisi konulduktan sonra hastalığın hangi alt tip olduğunun da doğru bir şekilde saptanması gerekir.
LENF KANSERİ (LENFOMA) TÜRLERİ NELERDİR?
Lenf kanseri Hodgkin lenfoma ve non-Hodgkin lenfoma olarak gruplanmıştır ve 60’ın üzerinde farklı tip söz konusudur.
Hodgkin Lenfoma Nedir?
Hodgkin-lenfoma, Reed-Sternberg hücresi adı verilen anormal lenfosit türüne sahip olan, bağışıklık sisteminin parçası olan bir tür lenfatik sistem kanseridir. Karakteristik bir görünüme sahip olan Reed-sternberg hücreleri Hodgking lenfoma’yı, non-hodgkin lenfoma’dan farklı kılan önemli bir ayrıntıdır. Bu hücreler hodgkin lenfomaya sahip olan birinde, kanserin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturur ve kanserin geri kalanı ise iltihaplanmaya neden olabilen normal lenfositlerden oluşur.
Bazı hastalarda Hodgkin Lenfoma belirtileri; kilo kaybı, geceleri terlemesi, tekrarlayan ateş yükselmesi şeklinde görülür. Hastalığın hangi evrede olduğunu saptamak için genellikle bilgisayarlı tomografi ve kemik iliği biyopsisi gerekir.
Hodgkin lenfoma, günümüzde tedavi başarısı yüksek olan kanser türlerinden biridir. Her evresinde, hastalığın tamamen yok edilmesi hedeflenerek tedavi gerçekleştirilir. Dünyada Hodgkin lenfoma hastalığının tedavisindeki gelişmeleri kaydetmek amacıyla çalışan ve büyük kapsamlı çalışmalar yapan bazı gruplar vardır, bunlardan biri de Alman Hodgkin Lenfoma Çalışma Grubu (GHSG)’dur.
Hastalığın hastaya özel tedavisinde risk faktörleri denilen faktörleri önem taşır. Erken evre ve kötü risk faktörü olmayan hastalarda, kısa süreli ABVD adlı bir kemoterapi ve ışın tedavisi yeterli olur. Fakat hastalık ilerlemişse, hastalığı tamamen yok edebilmek ve nüks etmesini önlemek için çok daha etkili bir tedavi (escalated BEACOPP protokolü) gerekebilir. Şayet nüks olmuşsa, yüksek doz kemoterapi ve otolog kök hücre transplantasyonu, hastalığın tamamen yok edilmesi için genellikle en iyi tedavi seçeneğini oluşturur.
Non-Hodgkin Lenfoma Nedir?
Non hodgkin lenfoma, çoğu B hücreli ve T ile nadiren NK hücreli, hızlı (yüksek dereceli) veya yavaş (düşük dereceli) büyüyen, ve lenf dokusunda gelişen bir kanser türüdür. Hodgking lenfoma’lardan farklı bir görünüşe sahip oldukları için non yani hodgkin olmayan ya da hodgkin dışı ismi ile anılmaktadır. non-Hodgkin lenfoma belirtileri arasında gece terlemeleri, açıklanamayan kilo kaybı, ateş, titreme ve halsizlik yer almaktadır.
Lenfomalar, B hücresi veya T hücresi olarak köken aldıkları lenfosit’e göre sınıflandırılmıştır. B hücreli olanları, T hücreli olanlara göre daha sıktır. Nadiren de olsa non-Hodgkin lenfomalar, bağışıklık sisteminin başka bir hücresi olan NK hücrelerden kaynaklanabilir. Vücut yabancı bir hücre veya virüs ile karşılaştığında, söz konusu B hücreleri bunlara yapışır ve zararlı olduklarını düşünerek antikor üretir. B hücreleri aynı zamanda bu tehditler ile bir kere daha karşılaştığında vücudun tanıyabilmesi görevi de görür ki, bir noktada “hafıza hücreleri” sorumluluğu da bulunuyor denebilir.
T hücreleri ise B hücrelerini düzenlemekle birlikte aynı zaman da hücrelerin yok edilmesinden de sorumludur.
Genellikle T hücreli lenfomalar, B-hücreli lenfomalara nazaran daha kötü prognozla seyreder. Bundan dolayı, T hücreli lenfomaların modern tedavisinde daha intensif ve etkili tedavi yöntemleri seçilir. Eskiden Non Hodgkin lenfomalarının çoğuna CHOP adlı kemoterapi protokolü verilirken, günümüzde hastalığın alt grubuna göre değişen, hastalığa özel daha etkili tedaviler uygulanmaktadır. Hatta bazı lenfoma tiplerinin, kemoterapi kullanmaksızın antibiotik ajanlarla bile tedavisi mümkündür.
Örneğin midede veya gözde oluşan lenfomaların bazı türleri ve evreleri, antibiyotik tedavi ile tamamen yok edilebilirler. Hastaya önerilecek en uygun tedaviyi seçebilmek için, lenfomanın alt grubunun, evresinin ve prognostik faktörlerinin tam olarak bilinmesi gerekir.