İlk Aşk ve İlk Ayrılık

İlk Aşk ve Sosyal Yaşam

İlk Aşk ve Sosyal Yaşam
İlk Aşk ve Sosyal Yaşam
Teknik olarak her aşk ilk kez gibi yaşanır; çünkü her aşkın kimyası farklıdır. Belki daha güzel bir kimya denk gelir ama hiç bir zaman aynısı denk gelmez. Bunun sebebi insanların birbirinden farklı olmasıdır. Genetikleri aynı olduğu halde ikiz kardeşler bile birbirinden farklı düşünüp farklı adımlar atar. Ancak ilk aşkın diğer aşklardan farkı, savunmasız oluşudur. Hesap, kitap, fesatça düşünceler yoktur; saf ve tertemiz bir başlangıcı vardır. (Saf ve temiz devam etmese bile…) İkinci ve diğer aşklarda kalbin ve aklın bir köşesinde her zaman “Ya bir gün…” diye başlayan cümleler bulunur. Tecrübe artmış, zırhlar kuşanılmıştır. Kişi hem kendisini hem de aşkı daha iyi tanımıştır. Aşkın sonsuz olmadığını ve yeniden sevilebileceğini keşfetmiştir. Yani aşka duyulan o sonsuz güven ortadan kalkmıştır. Buna rağmen aşkın pençesinde olanların “Bundan sonra ne olacak?” diye düşünmesi beklenmemelidir. Bu yüzden uzmanlar evlilik kararı almadan önce “aşk” evresinin geçmesini, fikirlerin oturmasını tavsiye eder.
Her aşkta ileri görüşlülük zayıftır; ancak ilk aşkta fazlasıyla zayıftır. Sadece “o” vardır, gerisi ise detaylardan ibarettir. Aşık olunan kişinin ne tipte, hangi statüde, hangi huyda, hangi inançta ya da hangi psikolojide olduğu hiç düşünülmez. İleride bu faktörlerin ne tür engeller çıkarabileceği hiç hesap edilemez. Nasılsa düzelir her şey.” diye düşünülür. İlk aşk kadar hesapsız ve art niyetsiz yaşanan başka bir aşk daha yoktur. Bu yüzden şiddetlidir ilk aşk ve aynı zamanda çok da tehlikelidir. En büyük mutluluklar ve en büyük travmalar ilk aşkta yaşanır.
İlk aşkta kötü ihtimaller hiç bir zaman göz önünde tutulmaz.
“Ya bir gün sevmekten vazgeçersek?” 
“Ya birbirimize düşman olacak şekilde ayrılırsak?”
“Bir gün beni sevdiği gibi başkasını sevmeye başlarsa?”
Bu sorular hiç akla gelmez; çünkü bütün bunları ne ona ne kendisine ne de yaşanan bu aşka konduramaz. Tıpkı yaşıyorken ölümü kendine hiç konduramamak gibidir. Oysa ki her şey bir ihtimal iken ölüm bir gerçektir. Ve biz her gün ölüme bir adım daha yaklaştığımızı bile bile hayatın lezzeti içinde hiç korkmadan yaşamaya devam ederiz.

İlk Aşk ve İlk Ayrılık

İlk Aşk ve İlk Ayrılık
İlk Aşk ve İlk Ayrılık
Ne kadar müthiş duygular yaşatsa da her güzel şey gibi ilk aşk da bir gün son bulur. Özellikle de uyumsuz, sakıncalı ve kısıtlayıcı bir forma dönüştüğü zaman bu bitiş kaçınılmazdır; ancak kolay bir bitiş olmayacağı da bir gerçektir. Mutluluğu, hüznü, fedakarlığı koşulsuzca, dibine kadar yaşatan ilk aşkı hayatından çıkarmak, kalbi söküp atmak kadar acı verici olur. Yani ilk aşk; bir insanın yaşayabileceği en şiddetli acıyı da giderayak yaşatmış olur. Ayrılık sonrası yaşanan şiddetli özlem, umut, bekleyiş, nefret, öfke, yılgınlık gibi duygular da cabasıdır. İnsanın hayatında, kalbinde ve zihninde bunca etkiye sebep olmuş birisinin hafızadan silinebilmesi de bu yüzden imkansızdır. Sevmekten vazgeçilebilir; ama asla unutulmaz.
İlk aşkların büyük çoğunluğu son aşk” olarak kalmaz. İlk aşkı ile evlenen pek az insana şahit oluruz. Evlenebilenlerin de sonsuza kadar mutlu kalacaklarının ve bir ömür boyu anlaşabileceklerinin garantisi yoktur; çünkü zaman içerisinde iyi ya da kötü herkes bir şekilde değişir. Dolayısıyla aşkın kimyası da değişir. “Aynı kişiyle” bile “aynı aşk” tekrar yaşanmaz.

Aşk Nedir ve İlk Aşk ile ilgili Seriyi okumak için aşağıdaki yazıları da inceleyebilir, yorum yapabilirsiniz.

  1. Aşk Nedir?
  2. İlk Aşk ve Bıraktığı Etki
  3. İlk Aşk ve Sosyal Yaşam
  4. İlk Aşk ve İlk Ayrılık

Yazıyı Puanla

SağlıklıHayat.Net
User Rating: 5 ( 9 votes)

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Bana ilk aşk demeyin. Ömrümü yedi hayırsız! Hiç de özlemiyorum. Bana öğrettiği tek şey, çok daha iyi seçeneklerin var olduğuydu…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Başa dön tuşu