Evlilik ve Stres

Sağlıklı Hayat 6 Ocak 2018

0 827 2 dakika okuma süresi

Evlilik ve Stres

Evliliğin stresli bir dönem olup olmadığı tartışılabilir. Anlayıştan anlayışa değişebilecek bir durumdur; ancak evlilikle birlikte pek çok kişinin büyük stresler yaşadığı da bir gerçektir. Bu yüzden “evlilik” ve “stres” birlikte ele alınabilecek nitelikte bir konudur denilebilir.

Bir kısım evliliklerin iki tarafa da mutluluk ve yaşam hazzı verdiği gözlenir. Buna karşılık pek çok evliliğin bir stres faktörü olarak tesir ettiği de yadsınamaz bir gerçektir. Ancak evlilik olayını başlı başına bir “stres faktörü” olarak değerlendirmek de çok yanlıştır. Yaşanan stresin evlilikle değil, evlenen kişilerle bağlantısı vardır. Evlilik insan yaşamında “biyolojik” bir süreçtir.

İnsanlar evlenmek, bir çatı altında bir arada yaşamak, üremek ve dünyaya güzel insanlar yetiştirmek için yaratılmışlardır. Evlilik müessesesi insanların sonrada uydurduğu bir müessese değildir. Hem biyolojik yapıları hem de psikolojileri buna göre programlanmıştır, bu yüzden evlenmemek tabiata aykırı davranmak olur. Bu aykırılık ise kişilerde psikolojik bunalım ve cinsel hastalık olarak yankı bulur.

Evlilikte Stres Faktörleri

Bir evlilikte iki tarafın da doğru bir tutum içerisinde olması çok önemlidir. Zıtlık içerisinde beraber yaşanabileceğinin bilinmemesi ve farklılıkları kabullenememe gibi durumlar, oldukça özel ve güzel olan bu evlilik kurumunun adeta zindana dönüşmesine, büyük sıkıntıların ve çatışmaların yaşanmasına sebep olur. Evlilikte çatışmalara sebep olabilen stres faktörleri şunlardır.

Ekonomik düzeylerin farklı olması (Özellikle kadının kazancının erkeğin kazancından fazla olması)
Farklı kültür düzeyleri
Gelenek ve göreneklerdeki farklılıklar
İnanış veya mezhepteki farklılıklar
Farklı milletlerden olma
Beslenme düzeninin, mutfak kültürünün farklı olması
Eğitim biçimi farkı
Siyasi görüş farklılıkları
Beğeni farkı (Giyim-kuşam, eğlence yeri, ev dekoru vs.)
Libido (Cinsel uyarılma farkları)
Zekâ düzeyi, öğrenim seviyesi, görgü ve terbiye farkları
Taraflardan birisinde ya da ikisinde mevcut olan bedensel ya da ruhsal hastalıklar
Kötü alışkanlıklar ve huylar (Alkol, sigara, şiddet, kumar, sapık cinsel yaklaşımlar gibi)
Savurganlık, israf ve açgözlülük
Zıt huylar (Biri içe kapanıkken diğerinin dışa dönük olması)
Uyku ritminde değişiklikler (Birinin gece geç saatlere kadar uyanık kalıp diğerinin ise erkenden uyuması)
Taraflardan birinin aşırı derecede pasaklı ve tembel olması
İletişim bozuklukları (Küfürlü, açık seçik ve patavatsız konuşmalar)
Uyku sırasında yaşanan olumsuz durumlar (horlama, deli yatma, yatakta devamlı dönüp durma)
İşkolik olma ve ilgi eksikliği
Aldatma, tüm ilgiyi dışarıya verme, evden uzaklaşma, tüm boş zamanları evin dışında geçirme
Tarafların birbirlerinin ailelerine ve büyüklerine karşı saygısız davranışları (Tam aksine aile büyüklerinin damada ya da geline gereksiz yüklenmeleri)
“Daha iyilerine layığım” inancını taşıyor olmak.

Evliliğe zarar veren bu ve bunun gibi pek çok stres faktörünü sıralayabilmek mümkündür. Ancak eğer kişiler bu farklı durumlar karşısında “ayıplama-suçlama-hor görme-ötekileştirme ve cezalandırma” gibi bir yola girmezse, sıralanan bu durumlar stres faktörü olmaktan çıkacaktır. Aksi takdirde kişide psiko-biyolojik bir değişiklik oluşur ve vücut stres altına girer. Evlilikte bir durumun stres yaratıp yaratmayacağı tamamen çiftlerin anlayışına ve tolerans seviyesine bağlıdır.