Düşük, tıp literatüründe abortus ismiyle tanımlanır. Gebeliğin ilk yarısı kabul edilen yirminci gebelik haftasından önce ya da bebek daha 500 gram ağırlığa ulaşmadan evvel gebeliğin değişik nedenlerle sona ermesi düşük olarak nitelendirilir. Gebeliğin ilk 20. haftasından 37. haftasına kadar olan erken doğum durumları ise tıpta düşük olarak adlandırılmaz; erken doğum (preterm eylem) olarak tanımlanır.
Gebe olduğu belirlenmiş olan anne adaylarının %20 kadarı çeşitli etkenler nedeniyle düşük sorunu yaşar. Çoğul gebeliklerde yani ikiz veya üçüz gebelik durumlarında düşük riski doğal olarak daha da artmaktadır.
Bilinmeyen veya fark edilmeyen sebeplerle erken sonlanan gebeliklere kimyasal gebelik düşüğü (subklinik abortus) tanısı konmaktadır.
Düşük Yaşanma Sıklığı Nedir ?
Düşük Yaşanma Sıklığı Nedir
Yapılan araştırmalarda düşüklerin % 50 veya % 60 kadarının kendiliğinden geliştiği görülür. Çoğu zaman da bir kaç günlük adet gecikmesi şeklinde yorumlanarak düşük durumu fark edilememektedir. Düşük yapma sıklığı ilk 3 aylık dönemde oldukça yoğundur. Araştırmalar da bunu kanıtlamaktadır. Gebelik süreci ilerledikçe düşük yapma olasılığı ise giderek azalır.
Düşüklerin %90’ı birinci trimester döneminde yani ilk 13 haftada meydana gelirken en fazla risk taşıyan dönem ise ilk 8 haftalık dönemdir. Bu dönemden sonra düşük ihtimali giderek daha da azalır. Gebelikte düşük yaşanma konusunda sıklığı arttıran biyolojik etmenlerin yanı sıra daha önce de yapılmış olan düşüklerin etkisi oldukça fazladır.
Düşük Belirtileri Nedir ?
Düşük Belirtileri Nedir
Genital bölgeden gelen akıntılara eşlik eden lekelenme ya da fark edilir derecedeki kanamalar düşük belirtileri arasında en önemli belirtilerdir. Ancak bu kanamalar düşük riski taşımayan veya düşük yapmayan gebelerde de görülebilen durumlardır. Yani gebeliğin ilk 3 aylık döneminde iç çamaşırında herhangi bir leke veya kan görülürse, bu durum kesin olarak düşük oluştuğu şeklinde yorumlanamaz. Bu durumdan emin olabilmek için ise vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak gerekir. Ayrıca karın ve kasık bölgesinde yaşanan ağrılar da düşük belirtileri arasındadır. Bu ağrılar genellikle akıntı ve kanama ile birlikte gelmektedir.
Yaşanan karın ağrıları uzun sürebilir; hafif ya da zaman zaman keskin olabilirken sırt ve kalça bölgesine de yayılabilir. Ateş, bulantı, sırt ağrısı, halsizlik ve kusma gibi belirtiler de düşüğün en önemli işaretleri arasındadır.
Düşük Nasıl Teşhis Edilir ?
Düşük Nasıl Teşhis Edilir
Düşük şüphesi taşıyan anne adayının vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurması ile teşhis ve tanı süreci başlar. Lekelenme ve kanamalar ile ilgili doktor hemen fiziki bir muayene yapar ve hamilelik hormonundaki detaylı verileri ölçer. Hormon seviyelerinde net bir sonuç alabilmek için doktor bir kaç gün boyunca yeniden ölçüm yapılması adına anne adayını tahlillere çağırabilir.
Düşük teşhisi için yapılan ultrason kontrollerinde detaylı incelemeler yapılırken embriyoya bakılır. Bebeğin kalp atışlarının normal olduğu görülürse düşük yaşanma olasılığı söz konusu değildir. Ancak sonografi dedenilen zayıf kalp atışı durumu gelişebilir. Bu durum oluştuğunda doğum doktoru, ultrason ve kan testi için anne adayını bir haftada en az iki kez daha muayeneye çağırır.