Distoni nedir ?
Distoni nedir ?
Beynimiz, bizim yapmayı arzu ettiğimiz şeyler doğrultusunda vücudumuzdaki sinirlere sinyal gönderir. Biz bu sinyalleri alarak hareketlerimizdeki ölçüyü belirleriz. Beynimiz oldukça karmaşık yapılı bir hesap makinesi gibidir. Hangi hareketi ne zaman yapacağımızı, hedefimizi ve o hedef doğrultusundaki hareket açılarımızı hızlı bir şekilde hesap eder. Örneğin; bir eşyayı boyutlarına uygun olan bir bölgeye herhangi bir yere çarptırmadan yerleştirebilmek, bu hızlı hesaplamalar ile olur.)
Biz bütün bu hesaplamaları farkında olmadan yaparız; oysa beynimiz pek çok kompleks işlemi çözmüş ve bize doğru sinyali göndermiş olur. Ancak bazı durumlarda bu sinyal mekanizması bozulur ve beyinden vücudumuzdaki sinirlere yanlış sinyaller gider. Kaslarımız bizim arzu ettiğimiz şekilde hareket etmez. Vücudun belli bir bölgesindeki ya da pek çok yerindeki kas sisteminde istemsiz kasılmalar (spazmlar) gelişir. İşte bu istem dışı kas spazmlarına distoni adı verilir. Distoniye kısaca “hareket bozukluğu hastalığı” da denilebilir.
Pek çok tipte distoni hastalığı gözlenmektedir. Yapılan araştırmalara göre ABD’de %10-11 oranında, İngiltere’de ise %7-8 oranında distoni tanısı olduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde ise distoni tanısının hangi oranlarda seyrettiği net bir şekilde bilinmemektedir. Yaşanılan iklimin, ırkın (genetik kimliğin) ya da cinsiyetin bu hastalığın üzerinde pek bir etkisi yoktur; ancak şimdiye kadar kayda geçen distoni tanısının çocuklara ve yaşlılara daha sık konulduğu görülmektedir.
Distoni neden olur ?
Distoni hangi sebeple olur, bunun net bir cevabını verebilmek mümkün değildir. Çünkü pek çok sebep beyin fonksiyonlarını bozabilir. Bu fonksiyon bozukluğu bilinen ya da saptanan hiçbir sebep yokken bile, kendiliğinden de ortaya çıkabilir. Ve bu en sık yaşanan durumdur. Distoniye yol açan diğer sebepler ise şunlardır:
- Ailede distoni hastasının olması (Genetik faktörler %10 oranında etkilemektedir.)
- Kazalar sonucu başa alınan darbeler (Beyin kimyasının bozulmasına sebep olabilir. Beyin kimyası bozulursa verilen hareket sinyallerinin seyri de değişir.)
- Doğumda ıkınmalar sırasında damarlarda sorunlar çıkması
- Beyin damarında gelişen tıkanıklıklar
- Psikolojik ilaçların kullanımı (Anti-depresan, anti-psikotik ilaçlar)
- Sinirsel yan etkilere sebep olabilen ilaçların devamlı olarak kullanımı
Distoni hastalığı edinen kişilerin kasılmalarını arttıran faktörler de şu şekilde sıralanabilir:
- Stres
- Üzüntü
- Yorgunluk
21 yaş altında olmak da önemli bir risk faktörüdür. (Bu yaşın altındaki kişilerde genellikle distoni diğer vücut bölgelerine yayılma özelliğinde olur.) İstemsiz kasılmalardaki artışlar ya da bu kasılmaların diğer vücut bölgelerine yayılması uzun ya da çok kısa sürede olabilir.
Distoni belirtileri
Distoni hastalığı yaşıyor olduğunuzu belli eden önemli semptomlar şu şekilde sıralanabilir:
- El yazısının belirgin derecede bozulması ve bu bozulmanın kişinin kontrolü dışında gelişmesi
- El ve ayaklarda kramplar oluşması
- Özellikle baş ve boyunda çok sık bir şekilde şiddetli ağrıların yaşanması
- Boynun istemsiz bir şekilde geriye, öne ya da yana yatması
- Göz kapaklarını hareket ettiren kaslarda kasılma oluşması sonucu gözleri açamama
- Konuşmada bozukluk
- İstemsiz göz kırpmaları
- Vücudun her hangi bir yerinde peşi sıra gelen istemsiz kasılmalar (Bu kasılmalar tek bir bölgede olabileceği gibi vücudun geniş bir alanına da yayılabilir.
Bu kasılmalar eğer kullanılan bir ilaçtan kaynaklı ise, ilacın bırakılması ile son bulur. (Akut distoni) Ancak direkt beyin merkezinden kaynaklı olan bir fonksiyonel bozukluksa, tedavi edilmeden bu istemsiz kasılmaların son bulmasına ya da hafiflemesine imkân yoktur. Bu kasılmaların şiddeti çok uzun yıllar aynı seviyede kalabilir ya da çok kısa bir süre içerisinde daha ciddi boyutlara taşınabilir.
Yoğun stres ve endişe anlarında kasılma şiddetinin geçici ya da kalıcı olarak arttığı görülmüştür.
Distoni tedavisi
Distoninin herkese iyi gelen bilindik bir tedavisi yoktur, çünkü; distoni vakalarının çoğunda altta yatan neden bilinmemektedir. Küçük de olsa distoninin düzelme şansı bulunur, ancak hangi hastaların iyileşme göstereceği bilinemez.
- İlaç tedavisi: Distoni, büyük rahatsızlığa neden olacak durumdaysa; kas ağrılarını kontrol altına alabilmek için ilaç tedavisi önerilebilir. Ancak, yan etkileri oldukça fazla olan ilaç kullanımından çoğu zaman tatmin edici bir sonuç alınamamıştır.
- Saflaştırılmış nörotoksin kompleksi tedavisi: Distonide yeni tedavi yöntemlerindendir. Saflaştırılmış Nörotoksin Kompleksi, sorunlu kasların hareketini durdurma işlevi yüklenir. Yani, beyin kaslara hatalı mesajları göndermeye devam eder, ama kaslar hatalı mesajlara yanıt vermez.
- Cerrahi işlem: Bazı distoni tiplerine cerrahi işlem uygulanır, ancak çok nadir yapılmaktadır. Yapılacak bu işlem, kasılan kasları durdurmak amacıyla sinirleri ya da bu kasları kesmek için uygulanabilir. Ancak, distoni hastalarının çoğunda cerrahi işlem uygun bir tercih değildir.
- Botoks uygulaması: Son yıllarda birçok hastalığın tedavisinde kullanılan botilium toksin, hatalı mesajları alan kasların kasılmalarını engellemek için kaslara şırınga ile uygulanır. Yan etkisi en az uygulama olan botoks, her tip distoni hastası için fayda sağlamaz ve kısa sürelerle tekrarlanmak ister.
- Beyin pili: Hareket bozukluğu hastalıklarında tedavi yöntemi olarak kullanılmaya başlanılan beyin pili, distonide de kullanılır. Hastaların beyin bölgelerine yerleştirilen özel elektrotlar, köprücük kemiği altındaki bir pil ile bağlantılı olarak elektrik verilir ve istem dışı kasılmalar engellenir. Belirli muayene zamanlarında pilde ayarlamalar yapılır. Her hastada aynı sonuçların alınamadığı beyin pili uygulaması, bazen hastanın farklı organlarında şikâyet yaşamasına da neden olmaktadır.
Fokal distoni nedir ?
Odaksal distoni de denilebilir. Distoni herhangi bir organa odaklanır. Göz etrafındaki kasların hareketlerindeki artış ve gözleri açık tutmada sıkıntı yaşatan türüdür. Gözlerin kısılması ya da kırpılması giderek sıklaşır ve sürekli hale gelinceye kadar ilerler. Bu durumun ilerleyen aşamasında, hastalar gözlerini açamadığı için görme işlemi gerçekleşemez. Günlük aktivitelerini gerçekleştirmede oldukça zorluk yaşarlar.
Yazar krampı da fokal distoni için iyi bir örnektir. Yazar krampı, gündelik dilimize ait bir terimdir. Kişi yazı yazmak istediğinde el ve ön kol kaslarında kramp ağrısı oluşur. Tekrar eden hareketlerin bir sonucunda, elde değişik fokal distoniler de meydana gelir.
Daktilograf spazmı, golfçü spazmı, piyanist spazmı vb. bunlar arasındadır. Bu durum, diğer kramp acılarından biraz daha farklıdır. Kişinin el ve parmaklarını kullanmasını engellediği için, mesleğini devam ettirememesine neden olur.
Spazmodik distoni nedir ?
Boğazdaki distoninin gırtlağı ya da ses tellerini etkilemesidir. Spazmodik distoninin ilk görülen semptomları; nefessiz kalma ve kesik konuşmadır. Bu durumun ilerleyen aşamasında, ses tellerindeki kaslar kasılarak konuşmayı iyice zorlaştırır, bazen olanaksız hale bile getirebilir.
Servikal distoni nedir ?
Servikal distoni, boyun kaslarının kasılması ile birlikte omuz, boyun ve başta; anormal ve istemsiz hareketlerin oluşması durumunu tanımlayan bir distoni çeşididir. Servikal distoni genel bir tanımdır. Baş bölgesinin yönelimleri doğrultusunda servikal distoni alt tipleri şu terimlerle tanımlanabilir:
- Tortikollis (Başın tek bir yöne dönmesi)
- Laterokollis (Başın yana doğru yatması)
- Antekollis (Başın öne doğru yatması)
- Retrokollis (Başın geriye doğru yatması)
Kişilerde bu servikal distoni alt tiplerinden sadece bir tanesi de görülebilir; ancak çoğunlukla iki ya da daha çok kombinasyonu bu tabloya dâhil olur. Bu var olan kombinasyonların hastada doğru bir şekilde belirlenebilmesi, servikal distoni tedavisi için yön verici nitelikte olur.
Servikal distoni tedavisi
Servikal distonide “botulinum toksin tedavisi” uygulanır. Bu tedaviye kısaca “botoks tedavisi” de denir. Bu tedavideki amaç; istemsiz ve anormal kasılan çizgili kasların aktivitesinde geçici olarak paralizi (inme) oluşturmaktır. Botulinum toksin, bir tür bakteri tarafından üretilir. Bu toksin enjekte edildiğinde, boyundaki kası uyaran sinir hücrelerindeki kimyasal uyarılar bloke edilir. Böylelikle istemsiz boyun kasılması durdurulmuş olur.
Bu tedavi uygulanmadan önce servikal distoni yaşanmasına sebep olan kasların tanımlanması gerekir. Bu tanımlama başın yönelimine göre belirlenir. (Tortikollis, laterokollis, antekollis, retrokollis) Ek olarak bu kasılmaların şiddeti ve sıklığı da değerlendirilir. Böylelikle botoksun dozu doğru bir şekilde belirlenir ve uygulanır. (Dozun doğru bir şeklide belirlenmesinden kasıt; hem hastalığın semptomlarını giderecek hem de yan etkileri önleyecek ölçüde olmasıdır.)
Botoks tedavisi ile servikal distoni semptomlarının %70-90 oranında, fark edilmeyecek ölçüde hafifletildiği gözlenmiştir. %80-100 distoni hastası ise bu tedaviden sonra ağrılarının son bulduğunu ya da hayat kalitesini geri kazanabilecek ölçüde bu ağrıların hafiflediğini bildirmiştir. Botoks tedavisinin yan etkileri çok az olmaktadır. Ancak etkisi geçici olduğu için belirli aralıklarla bu botoks işlemin tekrarlanması gerekir.
Botoks tedavisinin sonuç vermediği ya da tatmin etmediği noktada ilaç tedavisi de uygulanabilir. Bu ilaçların sinir iletimini ve kasılmayı kontrol altına alması beklenir. İlaçlarla bu sorunlar giderilemiyorsa; cerrahi uygulama ile sinirlere müdahale edilebilir. Hasarlı ya da sorun çıkaran dokuyu keserek çıkarma işlemi bu cerrahi yöntemlerden birisidir. Ancak bu uygulama eskisi kadar kullanılmamaktadır. Onun yerine hareket merkezinin bulunduğu derin beyin bölgesine stimülasyon uygulaması yapılmaktadır. Stimülasyon; bir organın kendi karakteristik özelliğini yansıtması için dışarıdan uyarılması, o bölgenin harekete geçmesinin sağlanması ya da ıslah edilmesi durumunu tanımlayan bir uygulamadır. Stimülasyon aslında psikolojik bir terimdir. Organın duyarlılık gösterdiği uyarıcı etken kullanılarak bu ıslah işlemi gerçekleştirilir.
Derin beyin stimülasyonu (DSB) ise bir beyin cerrahisi ameliyatıdır. Beynin derin bölgesi özelleşmiş hücreler içerir. Bu bölgedeki hedef çekirdekler düşük doz elektrik akımı ile devamlı olarak uyarılır. Dozu önceden ayarlanmış bu uyarılar ile beynin o bölgesi tembihlenir ve bu hareket bozukluğunun sonlandırılması sağlanır. Bu yöntem ile distoni ve parkinson tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir. (Talamus: Beynin his ve hareket merkezi)
Akut distoni nedir ?
İlaç kullanımının hemen sonrasında baş, boyun, ağız çevresi, yüz ve dilde gelişen istemsiz hareketlere akut distoni denir. Bir anda gelişen bu durum hem hastanın kendisini hem de çevresindeki insanları korkutur ve paniğe sürükletir. Bütün bu olanlar kişiyi strese soktuğu için her geçen dakika bu hareket bozukluğunun şiddeti artar.
Duyarlı ve genç bünyelerde akut distoni çok daha sık görülür. Genellikle sinirsel ilaçların kullanımı sonucunda gelişir. Vücuttaki kalsiyum maddesini bloke eden ilaçların kullanımı da akut distoni yaşanmasına sebep olur.
Akut distoni tedavisi
İstemsiz kasılma belirtileriyle doktora başvurulduğunda ve durum anlatıldığında (ne zaman başladığı ve hangi ilaçların kullanıldığı) bu distonik sıkıntının ilaçlardan kaynaklı olduğu anlaşılır. Alınan o ilaçların kullanımını sonlandırmak, akut distoni tedavisi için atılacak ilk adımdır. O ilacın kullanımı bırakıldığında istemsiz kasılmalar bir süre sonra kendiliğinden geçecektir. Kasların en kısa sürede yatışabilmesi için hastaya bu durum uygun bir şekilde anlatılmalı ve bilinmezliğin oluşturduğu stres faktörünün ortadan kaldırılması sağlanmalıdır.
Vücut kasılması neden olur ?
Bu soru “Kas kasılması neden olur?” şeklinde de sorulabilir. Vücudun hareket etmesini sağlayan mekanizma, kas mekanizmasıdır. Bu yüzden kas kasılması mutlaka gerçekleşmelidir. Yapacağımız eylemin gerektirdiği güce göre kaslarda uygun ölçüde kasılma oluşur ve o eylemi terk ettiğimizde kaslarımız geri gevşer, eski haline döner. Yapacağımız eylemin nasıl bir eylem olduğunu ve ne kadar güç gerektirdiğini beynimiz hızlı bir şekilde hesap eder ve hareketi başlatır. Ancak bazı durumlarda güç sarf edilmediği halde kaslar öylece kasılı kalır. Oldukça acı verici bir durumdur. Bu duruma vücutta kasılma, kas kasılması, kas spazmı ya da kramp da denilmektedir.
Hastalık olarak nitelendirilebilecek olan bu kasılma neden olur; şu şekilde sıralanabilir:
- Kasların yapısına uymayan yanlış egzersiz hareketlerinin yapılması
- Vücudun uzun bir süre ters bir pozisyonda kalması (Örneğin; boyun sağa kırılmış şekilde uyuya kalmak, olmaması gereken bir pozisyonda oturmayı alışkanlık haline getirmek gibi)
- Ani hareketler yapmak (Kaslar bu ani durumu tolere edemeyip kasılı kalabilir)
- Ulaşılması normal şartlar altında pek mümkün olmayan yerlere ters bir hareketle ulaşmaya çalışmak (Örneğin; yatağın altına düşmüş olan bir tokaya ulaşmak için gereğinden fazla uzanmaya çalışmak boyun kaslarını ciddi anlamda zorlamakta ve o kısımda kas kasılması gelişmektedir.)
- Vitamin eksiklikleri (D vitamini, B1-B5-B6 vitaminleri)
- Mineral eksiklikleri (Magnezyum, kalsiyum, potasyum gibi elementler vitaminlerle birlikte çalışarak kas sistemine katkıda bulunurlar. Eksikliğinde kaslarda çeşitli sorunlar gelişebilir.)
- İdrar söktürücü ilaç kullanımları (İdrara çok çıkıldığında vücuttan su ile birlikte mineral de atılır. Yeri doldurulmadığı zaman mineral eksikliğine bağlı kas spazmı oluşabilir.)
- İshal, kusma, aşırı terleme (Bunlar da vücutta mineral eksikliği oluşturan etmenlerdir. Ayrıca vücudun susuz ve enerjisiz kalmasına sebep olur. Bu da ilk önce kaslarda kendisini gösterir.)
- Isınma hareketleri yapmadan spor yapmaya başlama (Isınma hareketleri kasları güç gerektiren harekelere hazırlar ve gerekli enerjiyi sağlar.)
- Gereğinden fazla spor yapmak
- Stres (Stres anında vücut “savaş ve kaç” pozisyonuna girer; tüm kaslar gerginleşir ve sinirler uyarılır. Ancak ortada savaşacak ya da kaçacak bir durum olmadığında kas gerginliği ile birlikte artan enerji, boşalma imkânı bulamaz. Bu da ağrılı bir kas spazmına yol açar. Bu spazmlar da ekstradan strese sebep olur ve bir paradoks oluşur.)
Vücutta kasılma özellikle ellerde, kollarda, gözlerde ve burunda başlar. Bu kasılmalar bazen ağrılı olabilmektedir.
Ayak kasılması neden olur ?
Ayak kasılması sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
- Yetersiz beslenme (Ayak kasılması çoğunlukla magnezyum, sodyum, kalsiyum, vitamin ve mineral eksikliğinden meydana gelir. Bunların eksikliği sinirsel iletimin gereğinden fazla artmasına sebep olur. Sinirsel uyarılar üst üste biner. Buna “tetani uyarısı” denir. Sonuçta istemli bir şekilde çalıştırabildiğimiz çizgili kaslarımız istemsiz bir şekilde kasılmaya uğrar ve ayaklar kasılı kalır.)
- Kasları fazlasıyla zorlayan antrenmanlar yapmak (Mineral ve vitamin yetersizliğine bu durum eklendiğinde ayak kasılması kaçınılmaz olur.)
- Ayakta gereğinden fazla durmak (Oturmamayı gerektiren işlerde ve hiç dinlenmeden yapılan yürüyüşlerde ayak kasılması çok sık yaşanır.)
- Görülmez kazalar (Çarpma ya da vurma etkili kazalar sonucunda kaslarda zedelenme ya da ezilme olabilir.)
- Dar ayakkabı giymek (Kasları zorlar, sinirler sıkışır.)
- Sigara, kafein gibi uyarıcı maddeler kullanmak (Bu maddeler sinirleri uyarıcı etkidedir. Tetani yaşanma ihtimalini arttırır.)
- Stres (Sinirleri şaha kaldıran önemli bir etkendir.)
Ayak kasılması gençlerde daha sık görülür. Bunun sebebi gençlerin çok daha hareketli ve aktif olmasıdır. Ayak kasılmasının sakat bırakma ihtimali neredeyse hiç yoktur; çok da kısa sürer. (Birkaç saniye ya da birkaç dakika kadar…) Ancak çok sık tekrarlandığında hareketi kısıtlayabilir. Bu yüzden abartı ile yaşanan ayak kasılmalarında doktora başvurmak gerekir.
Ayak kasılması tedavisi
Ayakları sıcak suda bekletmek, avuç içi ile kasılı kalan kısma basınç yapmak bu sorunun hızlı bir şekilde geçmesine yardımcı olur. Bol su tüketimi yapmak, bol mineralli besinlere yönelmek de ayak kasılmasının önüne geçilmesini ya da hafifletilmesini sağlar.
Çene kasılması neden olur ?
Çene kasılması, çiğneme kaslarının kasılması anlamına gelir. Bu kasların kasılması ile ağız ya hiç açılamaz ya da öylece açık kalır. Hangisinin yaşanacağı kasılmanın hangi anda geliştiğine bağlı olarak değişir. Oldukça ciddi bir durumdur. Acilen doktora başvurmayı gerektirir. Çünkü altında yatan sebepler çok hayati olabilir. Çene kasılması durumu orta ve genç yaşlarda çok daha sık görülür.
Halk arasında çene kasılmasına “kitlenme” de denir. Bu durumdaki kişiler, çiğneyemez ya da konuşamaz. Çene kasılması nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
- Yirmilik dişler (Hayatımıza sonradan dâhil olan tamamlayıcı dişlerdir; ancak maalesef bu dişler kimi zaman yanlış şekilde çıkar ya da hiç çıkamayarak yanlış yerlere doğru ilerler. Bu yanlış ilerleyiş çene eklemlerine, sinirlerine ya da kaslarına zarar verebilir, baskı yapabilir.)
- Tetanoz (Kısaca açıklamak gerekirse kasılı kalma hastalığıdır. Clostridium tetani bakterisi buna sebep olur. Acil müdahaleyi gerektiren ölümcül bir hastalıktır denilebilir. Bu hastalığın ilk belirtisi ise çene kasılmasıdır. Özellikle bu kasılma solunum kaslarına yayıldığında kişi hızla ölüme doğru gider. Çünkü hasta nefes alamaz hale gelir. Bu bakteri çok uzun yıllar yaşayabilir ve her yerde olabilir. Bu yüzden tetanoz aşısı mutlaka yaplmalıdır. Çene kasılması yaşayan kişiler tetanoza yakalanmış olabileceğini düşünerek hemen doktora başvurmalıdır.)
- Diş gıcırdatmak, dişleri çok sıkmak (Çene eklemlerini ve kaslarını kötü etkiler.)
- Bir anda gelişen stresler ya da sinirlilik halleri (Çok ciddidir. Kalıcı hasarlara sebep olabilen bir durumdur.)
- Çene kaslarını zorlayıcı hareketler yapmak (Ağzı çok açmaya çalışmak, aniden kapatmak, çeneden ses gelinceye kadar yoğun çiğnemeler yapmak)
- Travmalara maruz kalmak (Çarpma, darp gibi durumlar çene kaslarına ve eklemlerine ciddi hasarlar verebilir.)
- Üst ve alt çenenin kapanışında bir uyumsuzluğun var olması (Bu sebepten gelişebilecek çene kasılmalarının önüne geçebilmek için düzenli olarak çene ve diş muayenesi yaptırmak ve anormal durumlar varsa hemen tedavi olmak gerekir.)
Çene kasılması nasıl geçer ?
Çene kasılması tedavisi hastanın durumuna ve altında yatan sebebe göre değişiklik gösterir. Bilindiği üzere en iyi tedavi yöntemi o hastalığı önlemektir. Bu yüzden diş hekimlerine düzenli aralıklarla giderek çene ve diş muayenesinden geçmek gerekir. Böylelikle henüz belirti göstermeye başlamamış olan çene kasılması sorunu başlamadan bitirilebilir.
Çene kasılmasının altında yatan sebep tetanoz ise, kişiye tetanoz tedavisi uygulanır. Tetanoz tanısı kanda bakteri taraması ile değil, tamamen semptomlar (belirtiler) üzerinden yapılır ve hemen tedaviye başlanır. Bu tedavi yoğun bakımda yapılmaktadır. Solunum yolu devamlı açık tutulur. Antitoksik tedavi (vücut zehrini giderici tedavi) ve antibiyotik tedavisi yoğun bir şekilde uygulanır. Bu tedaviler sonuç alır ve hasta iyileşirse, uygun bir zamanda tetanoz aşısı uygulanır. Hastalığı geçirenler maalesef bu hastalığa bağışıklık kazanamazlar. Bu yüzden aşı şarttır.
Çene kasılması yirmilik dişler yüzünden ise, bu durumda kişiler diş hekimine başvurarak tedavi olmalıdır. Doktor gerekli görürse cerrahi müdahale ile yirmilik dişi gömülü olan yerinden çıkartabilir.
Dişleri çok sıkma ya da gıcırdatma gibi takıntılı davranışlara son vermek; anlık stres ve sinirlilik durumlarını kontrol altına alabilmek için psikolojik yardım alınabilir. Burada terapi uygulanabilir ya da uygun psikolojik ilaçlar verilebilir. Yiyecekleri yanlış şekilde çiğneme alışkanlıkları için ise diş hekimlerine danışılmalı, doğru çiğneme tekniği öğrenilmeli ve bu teknik alışkanlık haline getirilmelidir.
Alt ve üst çene uygunsuz bir şekilde kapanıyorsa, Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanına başvurarak bu duruma çare aranmalıdır. Fiziksel travmaya bağlı çene kasılmalarında da bu uzmanlara başvurulur. Cerrahi müdahalelerle çene normal şekline getirilebilir.
Çene kasılmasına ne iyi gelir ?
Gerekli sağlık kuruluşlarına başvurulduktan sonra, iyileşme sürecini hızlandırabilmek için çene kasılmasına iyi gelen şu yöntemlerden yararlanılabilir:
Çene kasılması egzersizleri
- Dilin ucu, damağın daha gerisindeki yumuşak dokuya temas ettirilir ve hemen sonrasında ağız, dilin o yumuşak doku ile bağlantısı kesilene kadar açılır. Bağlantı kesildiği anda ağız daha fazla açılmamalıdır.
- Daha sonra ağız yavaşça kapatılır. Kapatırken dişler bastırılmamalıdır.
- Bu iki işlem yaklaşık 5 dakika boyunca devam ettirilir.
Çene kasılması masajı
Zencefil yağı, karanfil yağı, hindistan cevizi yağı ya da susam yağı ile çene eklemi ve çevresine nazikçe ve oval hareketlerle masaj uygulaması yapılabilir. Çok fayda sağlayacaktır.
Buz uygulaması
Bu uygulama çene kasılmasının sebep olduğu ağrıları hafifletmek, kasları rahatlatmak ve şişlikleri azaltmak içindir. Buz uygulaması günde 5 defa olacak şekilde, çene eklemlerine 10 dakika kadar uygulanabilir.
Çene kasılmasının yaşandığı bu dönemlerde çene kaslarını yoracak davranışlardan da uzak durulmalıdır. Böylelikle kasılmanın geçmesi için fırsat tanınmış olur. Mümkün olduğunca yumuşak gıdalar tüketilmelidir. Çok çiğnemeyi gerektirecek yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Ayrıca sakız çiğnenmemeli; esnerken ağız çok açılmamalıdır.
Boyun kasılması neden olur ?
Boyun kasları, göğüs kafesi kemiği ile kulak arkasındaki kemik çıkıntısı arasında kalan bölgeyi kapsamaktadır. Boyun kasılması sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
- Yanlış ya da ani hareketlerin yapılması,
- Boyun kaslarını zorlayan ağır egzersizlerin ya da hareketlerin yapılması,
- Boyunda bir kaza sonucu kırık oluşması,
- Boyunda kireçlenme ya da düzleşme oluşması,
- Aşırı soğuğa ya da rüzgara maruz kalınması,
- Servikal distoni adı verilen hareket bozukluğu hastalığının vücutta oluşmaya başlaması,
- Fıtık ya da disk kayması sorunlarının yaşanması,
- Yoğun endişe ya da strese sebep olan ortamlarda bulunulması ya da bu duruma sebep olan psikolojik hastalıklara sahip olunması (bknz : anksiyete nedir, panik atak nedir)
- Fark edilmeyen nörolojik bir hastalığın olması,
- Boyun kasılmasına sebep olabilecek yan etkileri bulunan ilaçların kullanılması
Boyun kaslarının kasılması çok uzun ya da çok kısa sürebilir. Altında yatan sebep bu kasılmanın ne kadar süreceği konusunda belirleyicidir. Boyun kasılması tedavisinin ise belli bir rotası yoktur. Tedavi şekli, altında yatan sebebe göre kişiye özel belirlenir.
Dik durmuyorum diye babam sende nörovejatatif distoni olabilir diyo. Benim böyle bir hastalığa yakalanmaya hakkım var mı ya. Fıtık falandır o.