Behçet hastalığı hakkında sıkça sorulan 10 soru

Behçet hastalığı nedir ?

Behçet hastalığı, vücudun kendi bağışıklık sisteminin kendi damar sistemine saldırması durumunu tanımlayan bir hastalıktır. Damar sistemi vücudun neredeyse tamamını kuşatmaktadır. Bu yüzden damarın geçtiği her nokta bu olumsuz durumdan dolayı risk altında olur. Bağışıklık sistemi damarlara saldırdığında damarlarda tutulum; yani iltihap oluşmaya başlar. Bu iltihabın tuttuğu organa göre de çeşitli behçet hastalığı belirtileri gözlenir. Ağız içi, göz, genital organ ve deri yüzeyi bu tutulumlardan en çok etkilenen organlardır.

Ordinaryus Profesör Doktor Hulusi Behçet ilk kez bu hastalığı tanımladığından dolayı bu hastalığa “Behçet Hastalığı” ismi verilmiştir. Hulusi Behçet tarafından İlk kez ağızda gelişen yaralar tanımlanmıştır. Ardından göz, deri, eklem ve genital bölge tutulumları da bu tanıma dâhil olmuştur. Bütün bu durumlar behçet hastalığı tanısı ile nihayet 1935 senesinde dünya tıp literatürüne girmiştir.
Bağışıklık sisteminin bir sebepten bozulması ve damarları tutması durumuna otoimmün vaskülit adı verilmektedir. Behçet hastalığında ağız yaraları ile genital bölge yaraları çoğunlukla paralel gelişir ve bu durum adeta behçet hastalığında karakteristik bir durumdur. Diğer belirtiler ise destekleyici belirtilerdir.

Behçet hastalığı neden olur ?

Behçet hastalığı nedenleri konusunda pek çok araştırma yapılmış ve kaynak belirtilmiştir; ancak buna rağmen bu gün bile behçet hastalığının hangi sebepten ileri geldiği belirsizdir. Bu hastalık kişinin kendi bağışıklık sisteminden ileri gelen bir hastalıktır. Bağışıklık sistemi herhangi bir sebeple bozulur ve tüm savunma sistemi kendi organlarını tanımaz hale gelerek onlara yabancı ajan gibi muamele ederek tahribata uğratır.
Otoimmün vaskülit ise bağışıklık sisteminin kendi damar sistemini tanımaması durumudur ve behçet hastalığının asıl kaynağıdır. Savunma sistemi tıpkı mikroplara saldırır gibi damarlara saldırır ve tahrip eder. Bütün bu durumlar ise vücudun çeşitli bölgelerinde ülserlerin (yaraların), lezyonların (şişlik ya da çeşitli renklerdeki lekelerin) gelişmesine zemin hazırlar.
Behçet hastalığı genetik midir sorusu üzerine yoğunlaşan bilim insanları bu konuda araştırma yaparken bazı ailelerde seri şekilde behçet hastalığının olduğunu tespit etmiştir. Bu aileler üzerinde yapılan araştırmalarda HLA-B5 genetik kodu belirlenmiştir. HLA-B5 kodunun türevleri de bulunabilmektedir. Özellikle HLA-B51 isimli genetik koda sahip olan kişilerin behçet hastalığına yakalanma konusunda risk altında olduğu düşünülür. Bu kişilerin bağışıklık sistemi bir tetikleyici faktör ile bozulabilmektedir. Herhangi bir enfeksiyon bağışıklık sisteminin bozulmasını tetikleyebilir; ancak behçet hastaları üzerinde yapılan araştırmalarda buna sebep olan özel bir enfeksiyon etkeni tespit edilememiştir. Herhangi bir enfeksiyon etkeni ajan, bu süreci başlatabilmektedir. HLA-B5 genetik kodunu taşıyan herkeste behçet hastalığı gelişecek diye de bir kaide yoktur.

Behçet hastalığı bulaşıcı mıdır ?

Behçet hastalığı kesinlikle bulaşıcı değildir. Bu hastalık kişinin kendi kalıtımı ile ve kendi bağışıklık sistemi ile alakalı bir durumdur.  Bu hastalığın hangi sebeple başladığı ve vücutta ne şiddette etki edeceği kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Etkilediği organa göre tedaviler de değişecektir. Bu yüzden behçet hastalığı tedavisi kişiye özgüdür. Net bir tedavi sistemi yoktur.

Behçet hastalığı belirtileri

Behçet hastalığı nasıl anlaşılır; damarlarda ve organlarda büyük bir harabiyet gerçekleşmeden ve genel sağlık durumu bundan ciddi şekilde etkilenmeden bu sorunun cevabını bilmek gerekir. Hatta mümkünse bu hastalığa yakalanmadan önce bu konuda bilgi sahibi olmak, genel kültür bilgilerimizin arasına dâhil etmek ve bu bilgileri başkalarıyla paylaşmak büyük yarar sağlayacaktır. Behçet hastalığı belirtileri şunlardır:
  • Aft oluşumları (Ağız bölgesinde gelişen yaralardır. Bu yaralar pek çok kişide gelişebilir ve toplumumuzda sıkça görülür. Ancak 1 yılda 3 den fazla kez bu sorun yaşanıyorsa ilk akla gelen behçet hastalığı olmalıdır.)
  • Üveit (Uvea adı verilen gözdeki damar tabakasının iltihaplanması durumudur. Tedavi edilmezse uzun vadede görme kaybına sebep olabilir.)
  • Genital bölge ülserleri (Genital bölge yaraları, aft ve üveitle birlikte seyrediyorsa doktorlar bu tabloyu kolaylıkla behçet hastalığı olarak değerlendirecek ve gerekli testler konusunda hastaları yönlendirecektir. Bu 3 belirti Behçet hastalığında karakteristiktir.)
  • Artrit (Eklemlerin iltihaplanması durumudur.)
  • Gastrointestinal sistem problemleri (Mide ve bağırsaklar, kan damarları konusunda oldukça zengin bölgelerdir. Haliyle damarda gelişen tutulumların bu bölgeye de zarar vermesi kaçınılmaz olur.)
  • Deri lezyonları (şişkin, kızarık ve ağrılı lezyonlar görülebilmektedir.)
Bu hastalığın süreci içerisine giren kişiler vücudunda birden fazla belirti yaşarlar ve her belirti için ilgili bölüme giderler. Çoğunlukla da doktora şikâyetler bütün olarak anlatılmaz. Yani göz doktoruna giden hastalar genital bölgedeki yaralardan konu açmaz; ya da ağızda oluşan yaralar için ilgili doktora başvuranlar doktora eklem ağrılarından bahsetmez. Oysa behçet hastalığı bütün olarak değerlendirilebilen ve pek çok branş ile bağlantısı olan bir hastalıktır. Başvurulan doktorlardan birinin aklına behçet hastalığı şüphesi düşmediği takdirde, eğer hasta da bu konuda fikir sahibi değilse çok uzun süreler üst üste pek çok sağlık sorunu yaşanacaktır.

Behçet hastalığı kimlerde görülür ?

Behçet hastalığının kadında ya da erkekte görülme sıklığı neredeyse eşittir; ancak erkeklerde behçet hastalığı daha ağır yaşanır. 20-35 yaş arası bireylerde görülme sıklığı daha fazladır. Behçet hastalığına sahip olan kişi, yaş ilerledikçe bu hastalığın etkilerini daha hafif hisseder. Behçet hastalığında “alevlenme atakları” dönemleri vardır. Bu ataklar behçet hastalığı belirtilerinin çok şiddetli yaşandığı anlardır. Seneler ilerledikçe bu atakların yaşanma sıklığı düşer.

Genetik faktörlerin bu hastalığın yaşanma ihtimalinde pek bir etkiye sebep olduğu gözlenmemiştir. Genetik faktörlere rağmen aynı ailede birden fazla behçet hastalığı görülme durumu 1000’de 1-3 arasındadır. Bununla birlikte Türkiye genelinde de bu oran 1000’de 1-3 olarak kayıtlara geçer. 20 yaşından küçük ya da 35 yaşından büyük kişilerde behçet hastalığının görülme sıklığı çok daha azdır.

Behçet hastalığı cinsel yaşamı etkiler mi ?

Behçet hastalığının karakteristik belirtilerinden birisi genital bölge yaralarıdır. Erkeklerde ya da kadınlarda görülen bu genital bölge yaraları cinsel birleşme sırasında acı duyulmasına sebep olur. Bu da dolaylı olarak cinsel yaşamı olumsuz anlamda etkiler. Kişiler cinsel birleşme konusunda tedirginlik yaşarlar, hatta uzaklaşırlar. Genellikle hastalar genital bölgelerinde gelişen yaralardan doktorlarına bahsetmekten çekinirler.
Üstesinden gelinemeyecek acılar yaşadıklarında ve cinsel hayatları çıkmaza girdiğinde bunu doktorlara anlatırlar. Bu yüzden diğer belirtileri keşfeden ve behçet hastalığından şüphelenen doktorların, durumu daha iyi değerlendirebilmesi ve kesinleştirebilmesi için hastalarına cinsel hayatları ile ilgili ayrıntılı sorular sorması gerekir. Behçet hastalığının belli başlı belirtilerinin bilincinde olan ve bunları yaşayan hastaların ise kendilerini bir bütün olarak değerlendirmesi, başvurdukları doktorlara yaşanılan tüm sorunları anlatması gerekir. Böylelikle süreç hızlanacaktır.
Behçet hastalığı yorgunluk ve halsizlik belirtilerine de sebep olur. Cinsel yaşam için ise motivasyon çok önemlidir. Motivasyon cinsel performansı ve isteği doğrudan etkileyen bir unsurdur. Bütün bu durumlar uzun sürdüğünden dolayı da kronik depresyon bu süreci takip edebilir. Dolayısı ile cinsel yaşam fazlasıyla etkilenir.

Behçet hastalarının çocuğu olur mu ?

Kadın Behçet hastaları eğer üreme sistemiyle ya da psikolojik alt yapı ile ilgili sorunlar yaşamıyorsa doktor kontrolünde olacak şekilde gebe kalabilir. Genellikle gebelik döneminde behçet hastalığı belirtileri çok hafif yaşanmaktadır. Ancak bazı istisnai durumlar da mevcuttur. Bu yüzden gebeliğin doktor kontrolünde olması şarttır. Behçet hastalığı tedavisi gebeliğin durumuna ve kişinin bünyesine göre belirlenir. Hastalar bu süreçte vücudundaki her ayrıntıyı doktoru ile bütün olarak paylaşmalıdır. Anne adayının ve gebeliğin riske girmemesi için bu sıkı takip önemlidir.
Eğer behçet hastalığı çok sert geçiyorsa, tedavi yoğun ve çetin yaşanmak zorundaysa bu halde kadınlara gebelik kesinlikle önerilmez. Tedavi süresince gebeliği engelleyen ilaçlar kullanılır.

Behçet hastalığı nasıl teşhis edilir ?

Behçet hastalığının belirtileri teşhis yoluna gitme konusunda oldukça belirleyicidir. Özellikle 1 senede 3 ve 3’den fazla gelişen aft yaraları behçet hastalığını düşündüren önemli bir belirtidir. Bu ağız yaralarını takip eden genital yaralar, gözde oluşan kızarıklıklar ve batmalar bu tabloyu destekleyici diğer belirtilerdir. Bu belirtileri gözlemleyen doktor diğer belirtiler için de ayrıntılı sorular sorar ve eğer onlar da destekleniyorsa behçet hastalığı şüphesi doğar. Doktor behçet hastalığından şüphelendiği anda hastaları paterji testi için yönlendirir.

Behçet hastalığı testi nasıl yapılır?

Paterji testi behçet hastalığı tanısı için kullanılan bir testtir. Kıl ve damar olmayan iç kol yüzeyi alkollü pamuk ile steril edilir. Daha sonra suya karşı dayanıklı olan bir mürekkepli kalem yardımı ile yaklaşık 2 cm çaplarında daireler çizilir. Daha önce hiç kullanılmamış olan kalın uçlu steril bir iğnenin paketi açılır ve ucunu köreltmek için bu iğnenin ucundan çıkarılan plastik enjektör kapağına iğne birkaç kez batırılır. İğne hazır olunca iç kolun üzerine çizilen dairelerin içine 45 derecelik açı ile yaklaşık 5 mm kadar batırılır. Bu işleme pikür açma işlemi denir.
Bu pikürler 24-48 saat sonra değerlendirilir. Eğer iğnenin batırıldığı cilt yüzeyinde ağrılı kabartı oluşmuşsa test pozitiftir. Bu kabartının behçet hastalığını işaret edip etmediği  doktor tarafından tanımlanır. Ancak bu testin pozitifliği kesin sonuç vermeyebilir. Başka hastalıklarda da pozitif sonuç çıkabilmektedir. Sadece destekleyici tanı yöntemi olarak değerlendirilir. Eğer bu test pozitif çıkıyor ve ağız yaraları başta olmak üzere diğer belirtilerden bir ya da bir kaçı da paralel olarak görülüyorsa bu halde doktor rahatlıkla behçet hastalığı tanısı koymaktadır.

Behçet hastalığı tedavisi var mı ?

Behçet hastalığına kesin çözüm bulabilmek ve %100 tedavi edebilmek bu günün şartlarında mümkün değildir. Behçet hastalığına yakalanmış olan kişi artık bu hastalığı hayatının bir parçası olarak görmeli ve ona göre yaşamalıdır. Bu bir süreçtir. Hafifleyen ve alevlenen dönemleri mevcuttur. Örneğin gebe kalınca ya da yaşlanınca genelde hafifler.

Behçet hastalığı tedavisi kişiye has gerçekleşir. Yöntemin ve rotanın net olabilmesi için behçet hastalığı nedenleri de net olmalıdır. Ancak her hangi bir netlik söz konusu değildir. Yani behçet hastalığında kullanılan ilaçlar belirli değildir ya da belli bir yöntemden bahsedebilmek mümkün değildir. Hastalarda yaşanan belirtiler değişebilmektedir. Ayrıca kişilerin bünyeleri de birbirinden farklıdır.
Bu hastalıkta önemli olan doktor ve hasta arasındaki sıkı ilişki ve iletişimdir. İletişimde herhangi bir problem çıkmaması açısından hastalar mümkünse doktorlarını değiştirmemelidir. Her doktor kendi usulünde takip süreci geliştirir. Sıkça doktor değiştirmek ise bu düzeni bozar. Tedavinin ne kadar başarılı olacağı bu iletişimin sağlamlığı ile doğru orantılı olacaktır.

Behçet hastaları nelere dikkat etmeli ?

Behçet hastalarının dikkat etmeleri gereken en önemli şey hastalığın kendisidir. Kişiler bu hastalığı iyi tanımalı ve hayatına ona göre yön vermelidir. Behçet hastalığı bir yaşam tarzı doğurur ve hayat kalitesinin elden gitmemesi için bu yaşam tarzına uyulmalıdır. Bu hastalık kişiyi dönem dönem etkisi altına alır, bir süre sora iyileşir ve yeniden tekrarlar. Her atağın şiddeti birbirinden farklı olabilir. Sıradaki atağın hangi şiddette olacağını ve hangi güne rastlayacağını kestirebilmek mümkün değildir. Bu hastalığın hafif atlatılabilmesi veya atakların nispeten önüne geçilebilmesi için şunlar yapılabilir:
  • Bağışıklık sistemini zorlayıcı etkenlerden kaçınmak : Kendini aç bırakmak, soğuk havaya uzun süre maruz kalmak, aşırı yorulmak, iyi dinlenmemek, yediklerine dikkat etmemek, bulaşıcı hastalıklara sahip kişiler ile yakın temasta olmak bağışıklığı zorlayıcı etkenler arasında sayılabilir. Yiyecekler ya da alışkanlıklar her insanda farklı etkilere sebep olur.
  • Kendini tanımak : Her insanın vücut sistemi birbirinden farklıdır. Kişiler kendi vücudunu iyi gözlemlemeli ve kendisine neyin iyi gelip gelmediğini iyi tahlil etmelidir. İyi gelmeyen şeylerden uzak durulmalı, iyi gelenler ise yakın tutulmalıdır.
  • Beslenmeye dikkat etmek : Behçet hastaları beslenme düzenine özellikle dikkat etmelidir. Az ve sık beslenme tarzı, behçet hastalarına göre bir beslenme tarzıdır. Bu beslenme tarzı sindirim sistemini fazla yormayan bir tarz olduğu için tercih edilir. Ayrıca behçet hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlara göre de beslenme düzeni geliştirilmelidir. Örneğin tedavi sürecinde kortizon (stres hormonu) içerikli ilaç mevcutsa, bu durumda beslenme düzeninden tuz tamamen çıkartılır.
  • Uyarıcı maddeleri hayatından çıkartmak : Özellikle alkol ve sigara iç organlardaki doğal mukozal yapıyı bozduğundan dolayı atakların sıklığını ve şiddetini alevlendirecektir.
  • Doktor kontrollerine düzenli gitmek : Hasta-doktor ilişkisi ve hastanın sıkı takibi bu hastalıkta büyük önem taşır.
Eklemlerde iltihap (artrit) oluşmadığı sürece behçet hastalığını yaşayan kişiler çok ağır olmayacak şekilde spor yapabilirler. Spor yapmak bağışıklığı güçlendiren bir aktivitedir. Ancak spor konusunda abartıya kaçmak da doğru olmayacaktır.

Behçet hastalığı bitkisel tedavi yöntemleri

Behçet hastalığı bağışıklık problemleri ile ilgili bir hastalık olduğundan, özellikle bağışıklığı maksimum seviyede kuvvetlendirebilecek bitkisel tedavi yöntemlerine başvurmakta yarar vardır. Bu bitkiler anti-mikrobiyal (mikropların aktivitesini engelleyici), anti-oksidan (toksin atıcı), anti-inflamauar (iltihap önleyici ve giderici) özelliklerde olursa çok faydalı olacaktır. Bitkiler üzerinde ihtisas yapmış olan, alternatif tıp alanında çalışmaları olan pek çok uzman behçet hastalığında özellikle kişniş bitkisini önermektedir. Kişniş bitkisi bu üç önemli özelliğin yanında pek çok yararlı özelliğe sahiptir.
Kişniş tıp alanında kullanılan bir bitkidir. Oldukça güçlü özellikleri vardır. Neredeyse sinir sisteminden başlayıp dolaşım sistemine kadar tüm vücut fonksiyonunu, organları korur ve iyileştirir. Protein açısından da zengindir. C ve K vitamini de barındırır. Kişniş kürünü uygulamaya başladıktan itibaren birkaç gün içerisinde özellikle ağızdaki yaraların hafiflediğini hatta geçmeye yüz tuttuğunu görebilmek mümkün olacaktır.
Kişniş kürü sabah akşam kullanılır ve her defasında taze hazırlanma şartı vardır. Göz kararı bir miktar kişniş alınır ve toz haline getirilir. Hangi bardakta içilecekse o bardağın ölçüsünde su cezveye eklenir ve kaynatılır. Toz haline getirilmiş kişnişler bu kaynamış suya eklenir, 15 dakika boyunca demini alması beklenir ve tüketilir.
Dut kurusu, zerdeçal, propolis, arpa, keçiboynuzu, çörekotu gibi bitkiler de behçet hastalığı bitkisel tedavisinde kullanılabilecek ürünlerdir. Anti-inflamatuar, anti-oksidan ve anti-mikrobiyal özelliklerde olan bitkiler macun haline getirilerek ya da kaynatılıp çay haline getirilerek tüketilebilir.

Behçet hastaları ne yemeli ?

Behçet hastaları bağışıklığı güçlendirici ve vücuttaki atık maddelerden arındırıcı özelliklerde olan besinleri tüketmelidir. Sebze-meyve tüketimi mevsiminde olmalıdır. Ürünler mutlaka taze olmalıdır. Besin değerleri yüksek besinler seçilmeli, öğünlerdeki besin gruplarının uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. (Örneğin; etli ürünler ile yoğurdun tüketilmemesi; onun yerine etten gelen demir elementinin bağlanmasını arttırıcı C vitamini deposu limonlu yeşil salataların tüketilmesi gerektiği gibi…)

Behçet hastaları ne yememeli ?

Behçet hastaları beslenme konusunda normal insanlardan belki de 10 kat daha fazla dikkat etmelidir. Ambalajlı, bayat ve mevsim dışı ürünler behçet hastalarının uzak durmaları gereken besinlerin başında gelir. Eğer behçet hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlarda kortizon içeriği varsa tuzlu işlenmiş ürünlerden, turşulardan kesinlikle uzak durulmalıdır. Greyfurt meyvesi de tedavi döneminde risklidir. Greyfurtun vücuttaki etkisi 24 saat sürer. İlaçların etkisini arttırma özelliğinde olduğundan ciddi sağlık sorunları yaşanmasına sebep olabilir. Alkollü ürünlerden de kaçınılmalıdır.

Behçet hastalığına hangi bölüm bakar ?

Behçet hastalığı belirtilerini yaşadığını düşünen kişilerin öncelikle dahiliye (iç hastalıkları) bölümüne başvurması gerekir. Burada sorunlar baştan sona anlatılmalıdır. Hatta eğer mümkünse doktora behçet hastalığı şüphesi ifade edilmelidir. Bu şekilde doktor behçet hastalığına özel olan testler için yönlendirecektir ve sürecin hızlanması mümkün olacaktır. Behçet hastaları yaşadıkları belirtilere göre hastanenin farklı bölümleri ile irtibat halinde olmak durumunda kalır:

  • Eklem ağrıları için Romatoloji
  • Cilt lezyonları ve ağız içi aft oluşumları için Dermatoloji
  • Göz yaraları ya da kızarıklıkları için Göz Hastalıkları
  • Genital organ ülserleri için Jinekoloji (kadınlar için) ya da Üroloji (erkekler için)
  • Çocuklar için Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Çocuk Romatolojisi bölümlerine başvurulur.

Behçet hastalarına yüzde kaç rapor verilir ?

Bilindiği gibi behçet hastalığı kişiye özgüdür. Yani her bedende farklı etkilere sebep olur. Bu belirtilerin kaç tanesinin yaşandığı, hangisinin baskın olduğu, vücutta ne ölçüde etki ettiği, iş tutmaya ne ölçüde engel olacağı verilecek olan bu raporun yüzdesini belirler. Genellikle 3 ve 3’ün üzerinde belirti yaşanıyorsa en az %40 iş görmezlik raporu alınabilmektedir; ancak yine de tam kontrol yaptırmadan belirli bir yüzdeden bahsedebilmek mümkün değildir.

Behçet hastalığı ölümcül müdür ?

Behçet hastalığı her ne kadar hayat kalitesini bozsa da ölümcül değildir; ancak ciddi damar tutulumları (iltihapları) oluşmuşsa tehlikeli boyuta gelebilmektedir. Behçet hastaları kendi bedenlerini ve hastalıklarını iyi tanıdıkları ve ona göre yaşadıkları takdirde ölümcül ya da ciddi bir tablo ile karşılaşmayacaklardır.

Yazıyı Puanla

SağlıklıHayat.Net
User Rating: 5 ( 8 votes)

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu